Kim ne derse desin, ben ilk yarıdaki Trabzonspor’un akıl dolu, çağdaş ve sistemli oyununu çok beğendim. Takım, ilk yarı boyunca çok güzel bir futbol oynadığı gibi, rakibini de çok iyi sürklase etmeyi başardı. Her şey, Mustafa'nın ceza sahasının dışında rakibine yaptığı gereksiz hareketin penaltı sayılmasıyla başladı. Trabzonspor, ilk yarıda Fenerbahçe ile başa baş mücadele ettiği gibi, tünele bir farkla önde girerken oynadığı pozitif ve etkili futbolu da taraftarına beğendirmeyi başardı.
Trabzonspor, deplasmanda Fenerbahçe’ye yenilebilir. Buna kimse bir şey diyemez. Hatta iki fark da yiyebilir, üç fark da. Buna da kimse bir şey diyemez. Neticede Fenerbahçe ile deplasmanda oynuyorsun ve rakibin, Galatasaray’ın bay geçtiği bu haftada, kesinlikle Trabzonspor’u yenip üç puanı hanesine yazdırmak zorunda.
Bu takımı utandıracak, bu takımı üzecek maçları biz Şenol Güneş’le yaşadık. Deplasmanda galibiyeti olmayan bir hoca olarak takımı Fatih Tekke’ye bıraktığında, yine deplasmanda hiç galibiyeti olmayan Hatayspor’a evinde üç puan bırakarak bu takımı bu hale getiren yine Şenol Güneş’tir.
Bizim üzüntümüz, bu takıma Fatih Tekke’nin çok geç gelmiş olmasıdır. Fatih Hoca geldiği andan itibaren, ne yazık ki bırakın maç kaybetmeyi, maçını berabere bitirecek bir avansı dahi olmaması, en büyük dezavantajıydı. Derbi oynuyorsun, tabii ki kaybedebilirsin. Ama daha üç hafta olmuşken bu takımın hocasına bu denli yüklenilmesi hiç de hayra alamet değil.
Bu takımın ayarını en başta, Abdullah Avcı’ya transfer ettirdiği kadroyu ligde oynatmadan gönderenler bozdu. Sonrasında, 7 ay boyunca Şenol Güneş’in oynattığı demode ve çağdışı futboluyla Trabzonspor’un tarihine olumsuz yönde bütün rekorları yüklerken, hiç kimsenin ağzını açıp tek kelime etmemesi, bu takımın bugün bu olumsuzlukları yaşamasına neden oldu.
Yani bırakın da sene başında "Tekke yuvaya!" diyerek kovdurttuğunuz Avcı’ya nazire olsun diye, Tekke’ye bari bir yıl verin de adam futbolunu bu takıma öğretsin. Hiçbir şey veremeyen, demode ve çağdışı futboluyla deplasmanda oynadığı bütün takımlara puan veren Şenol Güneş’e yedi ay boyunca tek kelime etmeyen bu yönetim ve taraftar, Fatih Tekke’ye en az iki yıl vermek zorundadır.