GALİPSİZ SAVAŞ

Korkuyorum gerçeklerden görmek istemediklerim ısrarla önümde duruyor. Gözlerimi kaçırıyorum aynada gördüğüm yüzden. Gerçeklerinden sakınıyorum, duymak istemediklerim kulaklarımı tırmalıyor içeriye girmeye çalışıyorlar. Korkarak kaçıyorum, gözleri üzerimde hissediyorum. Kendi çığlıklarıma ayak izlerimin sesleri karışıyor. Sevdiklerimden ve sevmediklerimden aldığım yaralar sırtımda kanıyor. Sözlerin ağırlığı altında kaldım.

Kabuslarımın kapıları aralanıyor, sonuna kadar açmamak için kendim ile savaşıyorum. Galip gelemeyeceğim bir savaş benimki. Ruhum ve beynim çatışıyor. Söz geçirmeye çalıştıkça daha derine batıyorum. İlginç bir bataklık bu. Çamur deryası içinde çırpınmaya çalışırken can çekişiyorum. Uzattığım elimi tutacak kimse bulamıyorum. Son nefesimi tam verecekmiş gibi olduğumda yeniden başlıyor. Sonucu baştan belli bir çekişme.

Ruhum sancıyor. Göğsüm daralırken almaya alıştığım nefesler cayır cayır yakıyor beni. Parmak uçlarımdan başlayarak saç diplerime kadar bir karanlık sarmalıyor beni. Korkunç duygular ile savaşıyorum. Suçlarımın altında eziliyorum. Bu ağırlık beni mahvediyor.

Sanrılarım arasında kayboluyorum. Sesleri duyuyorum ve sessizliği. İkiside küskün ve kızgın bana. Söylemediklerim takılıyor boğazıma yutkunmamı engelliyor.

Soruyorum sana ey dünya niye adil davranmadın bana? Sunduğun çiçeklerden yine zehir düştü payıma. Kana kana içtiğim suların ile kayboldum sonsuzluğunda. Galibi olmayan bir savaşta savruldum baştan sona.