“Beni tedavi eden doktorun yürüyecek, koşacak lafı kafamda kaldı”
Hayat hikayesini spora bağlayan Demirkanlı, “Mesela 10 bin metrelik koşacağım, 30 kilometre antrenman yapardım. Benim bu hikayemi spora ve yürümeye bağlıyorum. Ayrıca beni tedavi eden doktorun 'Yürüyecek, koşacak' lafı kafamda kaldı. Sonra yediğim içtiği her şey doğal. Yayık ayran, tereyağı işte bu tür şeyler yiyorum. Annem iyi bakıyordu. Yüzmeyi hiçbir zaman bırakmadım. Nerede fırsat bulursam denize indim. PTT'de Yomra müdürüyken Yomra ilçesinden Arsin ilçesine kadar yüzüyordum. O ara 8 kilometre var. Denizden korkmuyorum. Denizi kara gibi kullanıyorum. Hala denizdeyim” şeklinde konuştu.
Hayatı hep spor ile geçti
PTT Trabzon Merkez Müdürü olarak emekli olduktan sonra birçok kurumda genel müdürlük yaptığını kaydeden Demirkanlı, “Ben ortaokuldan sonra PTT'ye gittim. PTT'nin imtihanlarını kazandım. PTT'de okudum. Ondan sonra Trabzon'a memur tayin oldum. Orayı bitirdim. Memurdan sonra yedek subaylığımı yaptım. Askerlikten sonra Erzurum'da 20 ay kaldım. Trabzon'a geldim. 2-3 sene devlet memuru olarak çalıştım. Sonra Yomra'ya müdür gittim. O zaman tahsilli adam yoktu. Bizim durumumuz iyiydi. Yomra'da 3 sene kaldım. Kurslara girdim. Rize müdürü oldum. Rize müdürü iken yüksek tahsili işletme fakültesinde devam ediyordum. Ondan sonra 7-8 sene müfettişlik yaptım. Sonra merkez müdürü oldum. 20 sene görev yaptım. Emekli olduktan sonra mahkemelerde 10 sene bilirkişilik yaptım. 5 sene de Trabel'in genel müdürlüğünü yaptım. Ondan sonra şirketler de genel koordinatörlük yaptım. Bu arada da devamlı avcılık yapardım. 75 yaşına kadar dağlarda avcıydım. 80 yaşında her şeyi bıraktım. Eşim 10 sene önce vefat etti. Antrenör bir oğlum var. Onun hanımı beni iyi bakıyor. Oğlumla beraberiz, mutluyuz. Onlarla beraber yaşıyorum. Ama boş günlerime hep yüzüyorum, yürüyorum. Ağırlık idmanları hepsini yapıyor” ifadelerini kullandı.
"Futbolcu olsaydım göklere çıkartılırdım"
Yarışmalarda kazandığı madalyaları komşularına verdiğini belirten Demirkanlı, “Mahallede ihtiyarlar vardı. Benim altın ve bronz madalyalarım vardı. Yanıma gelip ‘ver bana o madalyayı diş yaptırayım' dediler. Al dedim. Zaten bir işe yaramıyordu. İdmangücü ile Trabzon birleşti. Bir sürü madalya vermiştim. Şimdi gidip baktığımda hiçbirini göremiyorum. Hepsi kayboldu. Bir tek Trabzon'un tarihinde adımı görüyorum. Trabzon'un geçilemeyen atletiydim bir kere bile aramadılar. Ama futbolcu olsaydım göklere çıkartılar” dedi.
“98 yaşında olduğumu söyleyince şaşırıyorlar”
Gençlere tavsiyelerde bulunan Demirkanlı, “Beni görenler korkuyor. 98 yaşında olduğumu söyleyince şaşırıyorlar. Allah'ın verdiği bir şeyi var. Allah beyin verdi. Akşam sabah sigara veya alkol içsem yaşayabilir miyim. Spor yaparsam, düzgün yersem yaşarım. Allah da yardım ediyor. Hani ben şimdi düşünüyorum ki bu kondisyondan 20 sene daha gidiyim. Ama bunu Allah bilir, Allah'ın takdiri. Sabahları kalktığımda yumurta haşlayıp yerim. Boğazımdan esirgemiyorum. Fazla enerji ihtiyacım var. Tatlı ve hamur işlerini sevmem. 60 yaşındayken bile kar, fırtınada denizde yüzüyordum. Gençler spor yapsınlar. Fuzuli işleri bıraksın. Sağlıklı yaşamak istiyorsalar spor yapacaklar. Yemeklerine dikkat etsinler. Sigara içmesinler” diye konuştu.
Trabzon'da 98 yaşındaki ‘Patrona Halil' lakaplı Halil İbrahim Demirkanlı'nın hayat hikayesi duyanları şaşırtıyor.
Küçük yaşlarda geçirdiği tifo, sıtma, raşitizm hastalıkları nedeniyle yürümekte bile zorlandığı dönemler yaşayan Demirkanlı, 2 kez öldü sanılarak morga konuldu. Tekrar hayata dönen Demirkanlı ise yaşadığı bu zorlu süreçlerin ardından tekrar hayata bağlandı.