FIRTINA 11 ORUÇ AÇTI
Amacımız taraftarlarla yöneticilerin duygu temasının ilk işaret fişeklerini yakmaktı.
Belki de ileride çok genişleyip büyüyecek bir olguyla taraftarlarla buluşmalar silsilesinin de yolunu açar bu vuslat.
Ha bir de şunu hatırlatalım; aslında başından on kişiyle planlanmıştı da sonradan bize katılıp 11'i tamamlamasından bahtiyarlık duyduğumuz Altyapı Koordinatörü Suat Şen de ayrı bir renk kattı sohbete.
Bu bir iftar takımıydı. Tesadüfen bu iftarın onbir kişiyle gerçekleşmesi futbolu çağrıştırması bakımından iyi bir tevafuk oldu.
Böyle olunca da ben bu buluşmanın adını ‘iftar takımı’ olarak koydum.
Bu iftar takımının forvetinde kuşkusuz Asbaşkan Ahmet Çubukçu, playmaker pozisiyonunda da Genel Sekreterlerden Ali Rıza Egemen vardı dersek inanın abartı olmaz.
Kalede her ağzını açınca ‘aykırı sorularıyla’ insanı ifrit eden Hüseyin Aydoğdu, kısa boyu ve piti piti oluşuyla sevgili arkadaşım Hasan Acer sağ bek, sol bekte soyadı gibi yol yordam bilen Ali Yolcuoğlu, stoperler Abdullah Çolak ile Recai Saka.. Çünkü ‘ikisi de kesisici’ bir sakal bir elektrik..
Ben kendime sağ açıkta bir yer bulayım ki ‘mazim ile izim’ arasında ahenk olsun.
Oto Özkan kusursuz özlemleriyle ön liberoda yer alır. Erkan'ı ‘suculukla solculuk’ arasındaki bağlantıyla sol beke yazalım. Tabi 11'i tamamladığını söylediğimiz yönetici büyüğümüz Suat Şen'i de ikinci forvet olarak 4-4-2'in önüne yerleştirdik mi maç başlar..
Nitekim hoca düdüğü çaldı.
Oruçlu ağızlar çözülünce diller de çözüldü. Umutlu olan da vardı, ‘her daim en kötüsüne oynayıp’ iyi ve orta neticelerden mutlu olmayı kuran da vardı.
Doğal olarak benim gibi; ‘Bordo-Mavili bir forma sahadaysa en iyi takım odur’ diyen de..
Yöneticiler hayal satmadı. Durumun zor olduğunu, her şeye rağmen iyi bir takımın kurulacağını, sabır gerektiğini açık yüreklilikle ifade ettiler.
Futbolun yüksek zeka gerektirmediğini, orta zekalı bir oyun olduğunu belirtmeleri ve Joan Cruyff'un “Futbol basit bir oyundur, zor olan ise basit futbol oynamaktır” sözüne atıf yapmaları zihinlerinde bazı şeyleri netleştirdiklerinin emareleriydi.
Ez cümle mutmain eden bir Fırtına sohbetiydi.
Özellikle ekip başılık görevi üstlenen Abdullah Çolak'ın yemeyip yedirme gayreti takdireşayandı.