Son zamanlarda sadece bahçelerde değil, evlerde de yoğun bir şekilde görülen kahverengi kokarca ile ilgili toplantıların yapıldığına dikkat çeken Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mikbir Hakan Canbakal, bugünkü tabloya yıllar öncesinden dikkat çektiklerini hatırlatarak, “2015-16 döneminde Gürcistan üzerinden ülkemize giriş yaptığında aslında çok ciddi sorunlar yaşatacağını belirttik. Toplantılar, çalıştaylar yapıldı, yaptık. Mücadeleye dikkat çekmek için afişler bastırdık. Sakarya’dan Rize’ye kadar olan bölgedeki borsalar ve odalarla birlikte hareket ettik. Konuya, zararlıya dikkat çektik. Yani bugünkü tablonun ortaya çıkabileceğini 7-8 yıl öncesinden ortaya koyduk. Ama maalesef gereken tedbirler, gerektiği zamanda alınmadı” dedi.

Canbakal, zararlının Karadeniz’de en fazla fındığa zarar vereceğini vurgulayarak, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

“Çok hızlı hareket ediyor ve ürüyor. Günde 30 km mesafe kat edebiliyor. Hiç beslenmeden uzun süre canlı kalabiliyor. Buna karşı tedbirlerin nasıl alınacağı, mücadelesinin nasıl yapılacağı konusunda ikilemde kalındı. Kimyasal ilaçlama veya biyolojik mücadele arasında. Bizim tercihimiz öncelikle tabi ki biyolojik mücadeleden yanaydı. Çünkü kimyasal ilaçlamada habitata komple bir zarar verme durumu söz konusu. Zaten Bakanlıkta biraz bununla ilgili çekincede kaldı sanırım. Daha sonrasında zaten bu yıl yapıldığı gibi biyolojik mücadele için Samuray Arıcığı dediğimiz canlı ile doğaya salınarak hareket edilmeye başlandı. Kahverengi kokarcanın larvalarıyla beslenen bir canlı bu.” 

Mücadelede gecikme…

Canbakal, Türkiye’de yaklaşık 750 bin hektarlık bir alanda fındık üretildiğini hatırlatarak, “Alan büyük ve böylesine yüklü bir kimyasal mücadeleye hazır değiliz. Ve de sonuçlarının ne olacağı ile ilgili de kesin bir şey yok.  Geçen yıl havaların serin gitmesi nedeni ile kokarcanın ilerlemesi biraz yavaşladı. Bir kışı soğuk geçirdik. Bu da böceğin etkisi kaybolmuş gibi bir algı oluşturdu. Aslında soğuğa da dayanıklı bir canlı. Kendisini korumaya alıyor. Üremesi yavaşlıyor ama yok olması gibi bir şey söz konusu değil. Biraz aldandık diyebiliriz. Ya da gerekli adımları atmakta geciktik” dedi.

Bu yıl zararlıda ciddi manada bir artışın söz konusu olduğunu belirten Hakan Canbakal köylerdeki evlerdeki barınmaya dikkat çekerek şöyle devam etti: 

“Çok kötü bir tablo var. Soğuk hava sadece larvaların böceğe dönüşmesini geciktiriyor. Aslında hayvan çok korunaklı. Kışı rahatça geçirebiliyor. Bu konuda bir sıkıntısı yok. Bu açıdan bakıldığında köylerde yaz sonrası boşalan evler çok.  Evlerimiz Böcek bu evlerde, ahırlarda, odunluklarda kolayca barınabiliyor. İlaçla mücadele de edilmiyor. Bundan dolayı önümüzdeki yıl karşımıza nasıl bir tablo çıkacağı meçhul.”

Samuray arıcığı üretimi yeterli olmadı…

Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’nde Samuray Arıcığının laboratuvar ortamında yetiştirilip doğaya salınması ile ilgili yapılan çalışmaları da hatırlatan Canbakal;  “Bu yılın Haziran ayında da Artvin’in Hopa ilçesinden itibaren bölgesinde doğaya bir salınım yapıldı. Ama bu üretim ne kadar yeterli? Ne kadar bir alana hitap edecek? Bunlarda soru işareti var. Samuray arıcığını çok daha hızlı ve fazla üretip bahçelere salarak ancak başarılı olabiliriz. Keşke bu konuda gerekenler daha erken yapılabilse idi. Önümüzdeki yıl için kimyasal mücadele yapmaz da, sorunu sadece biyolojik mücadele ile çözmeye kalkar isek başarı zor görünüyor. Bu da sadece fındıkta yüzde 30-35 oranında bir kaybı göze almak demektir. Bunun karşılığı da 200-250 bin ton rekolte azlığı, milyarlarca lira ekonomik kayıp demektir” dedi.

Topyekün mücadeleyi teşvik edeceğiz…

Borsa olarak zararlı ile mücadele konusunda uyarıcı çalışmaları geçmişte yaptıklarını belirten Canbakal açıklamasını şöyle tamamladı:

 “Mücadeleye devlet iyi bir organizasyon ile öncülük etmeli. Bir mücadele seferberliği başlatılmalı. Topyekün mücadele gerekli. Sektörle ilgili kamu ve özel sektör de herkes elini taşın altına koymalı. Ev ve işyerlerinde vatandaşlarımız Sağlık Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ilaçlı mücadele etmeli. Ne yapılacağı bellidir. Nasıl mücadele edileceği de. Sanki kahverengi kokarca yeni tespit edilmiş gibi, gerçekçi bir mücadele için toplantılar yapmak, konuyu hala tartışmak zaman kaybından başka bir şey değil. Biz bu konuda resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak, zararlı ile mücadeleyi teşvik etmek için ödüllü kampanyanların düzenlenmesine öncülük edeceğiz. Bu konuda yetkili ve ilgili kuruluşlarla birlikte hareket edeceğiz.”