FINDIK BİZİM NEYİMİZ?

Ülkemizin stratejik tarım ürünlerinden biri olan fındığın bizdeki yeri ve değeri nedir?
Bir tarım ürünü olarak fındığın Karadeniz insanı için taşıdığı değer çok önemlidir muhakkak. Bahçesinde fındık üreten bir kişi olarak bizim bayramımız, düğünümüz, sevincimiz, mutluluğumuz, geleceğimiz, ekmeğimiz, hüznümüz ve yüz görümlüğümüz. Şimdi olmasa da yakın zamana kadar fındığın takvimi hayatımızı belirlerdi. Mevsimlere ve aylara göre yapılacak olan iş ve işlemler aylarla özdeşlemişti.  Hasat sonrası bahçenin bakımı, bahçenin bakımından sonra gübrelenmesi, dallarının budanması ve ayıklanması ile başlayan kış gübresi, ilkbaharda bahçedeki yabani otların ayıklanması, çapalanan toprağa fındığın veriminin ve kalitesinin artırılması için gübrenin uygulanması, yer gübresi ve dalların zararlı böcekler karşı ilaçlanması.
Sonrasında hasat dönemi öncesi fındığın azlığı, çokluğu konuşulur, daha sonrasında fındığın ne kadar fiyat edeceği beklenir. Gurbetteki insanımızın fındık hasadında buluşmak için yaz tatilini şehrinde, ilçesinde, mahallesinde akrabalarıyla, yakınlarıyla geçirme planları, bu arada evlenecek gençlerin yuva kurma hayali için fındık gelirini beklemesi.
Fındığın ederi çok önemlidir bizim için; rekolteler belirlenir, tahminler yürütülür, kalite konuşulur ve bunun üzerine hayaller kurulur, planlar yapılır. Fiyat açıklamasıydı, TMO idi veya Fiskobirlik ile beraber fındığa hükümet tarafından verilen desteğin yeterliliği veya yetersizliği derken son yıllarda bir de Ferrero denen firmanın adı sıkça fındıkla bir arada konuşulmaya başlandı.
Evet fındık bizim neyimiz?
 Fındık gurbet kahrı çeken, geçim darlığı içinde bulunan hayatın kendisi iken fındığın ticaretini yapan baronlar için kazanç kapısı, zevk sefa, tatil ve mutluluğa ulaştıran tahıl ürünü. Fındıktan bahsetmişken Türkiye Ziraat Odaları Birliği yönetim kurulu üyesi şahsen çok değer verdiğim Sayın Hasan Kozoğlu'ndan bahsetmeden olmaz artık. Sezon öncesi üreticiyi uyarır, mahsulün kalitesi ve artması için uyarı yapar ve üreticiyi bilgilendirir. Kalitenin ve standartların artması için, ürünün gerçek değerini bulması için basın yoluyla kamuoyunu, üreticileri, fındığın çilesini çekenleri bilgilendirir. Başkan Hasan Kozoğlu her yıl bu önemli uyarıları yaparken biz vatandaşlar da bizim için faydalı olabilecek, gelirimizi artıracak bu önemli duyurulara ve uyarılara pek kulak vermeyiz. Fındıkla ilgili birçok kitap, dergi, doküman yazılmış, birçok mani, hikaye, makale, şarkı, türkü sanat eserine dönüştürülmüş. Marka tescilli fındığımız bile var. Fakat biz üreticiler bir türlü ürünümüzün karşılığını alamamışız. Son yıllarda fındığa değer katan bir isim de Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar. Sayın Bekar ve Sayın Kozoğlu omuz omuza vererek fındık baronlarına karşı üreticinin yanında durarak, sömürülmesini önlemek için kamuoyunda dik ve onurlu duruşları ile takdiri hak etmektedirler. İki değerli ziraat odası başkanımızı tebrik ediyor, üreticiler adına, bölge adına ve ülke ekonomisi adına kendilerine başarılar diliyoruz.
Fındık baronlarına karşı üreticiden yana dik duran ziraat odaları başkanlarımız gibi siyaset, ticaret ve sivil toplum örgütü temsilcilerine selam olsun.
Son zamanlarda sektörün duayenleri buluşuyor, toplantılar planlıyor, fındığın sorunlarını ve geleceğini konuşuyor. Fındık konusunda Trabzon gölgede kaldı. Verim bu kadar düşükken üreticinin bu üretim miktarları ve desteklerle bu işi sürdürmesi mümkün değil tartışmaları çokça yapılıyor. Taban fiyat, destek, yevmiye, rekolte tartışmaları arasında biz de fındık bizim neyimiz diye sorduk.
Üreticinin, köylünün, emekçinin ve dahası Trabzon’un, bölgenin kaderi fındık. Avrupalının ağız tadı, çikolata keyfi bizim uğraşımız, beklentimiz, hayallerimiz, alın terimiz ve baronların kazanç kapısı fındık. Sahi fındık bizim neyimiz?