Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması, kollanması, gelişmesi, çağdaş uygarlık düzeyine çıkması yetişmekte olan genç kuşakların görevidir. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk, “Ey yükselen yeni nesil İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk onu yükseltecek ve idame edecek sizlersiniz”; “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk İstiklalini ve Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” sözleriyle Cumhuriyeti gençlere emanet etmiştir. Oysa Cumhuriyet’in emanet edildiği genç kuşak ülkemizde uzun yıllar sürüp giden kültür çatışmaları içinde yetişip gelmiştir.
Kültürü oluşturan ve birleştiren değerlerin yerini bölge, din, mezhep ve ekonomik farkların yarattığı çarpık ve sapık değerler almış, gençlerin toplumsallaşma süreci içinde gerekli olan ortak inançlar ve amaçlar kaybolmuştur. Ayrıca gençlerin sorunlarına çözüm bulması gereken bazı kişiler, kurumlar ve kuruluşlar, birleştirici toplayıcı, güvenli bir ortam yaratacaklarına bu durumu sömürmüşler, eylemlerini kışkırtmışlar, onları kargaşa çatışma ve saldırıya sürüklemişlerdir. Tüm bu gelişmeler ışığında Atatürkçülük özü ile benimsenmiş olsa idi, toplumu oluşturan fertlerin gelecekleri daha olumlu olurdu. Bu bağlamda öğretmenlerimizin Atatürkçülüğün, Cumhuriyet’in temel ilke ve devrimlerini uygulamalarıyla mümkün kılardı. Bizler 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü olarak kutlarken, evrensel anlamda bir bütün olarak gördüğümüz değerlerimizi de unutmadan bu vatanı bize bırakanları bir tarafa koymadan, onların bizlere bıraktığı meşaleyi ileriye taşımamız lazımdır her alanda.