Çok eskilere gitmeye gerek yok. 1970'li yıllarda özellikle siyaset, spor alanlarında falcıların/medyumların geleceğe yönelik görüşlerine başvuranlar olurdu.
-Seçimi hangi parti kazacak?
-Kaç milletvekili ile Meclis'e girecek?
-Derbi karşılaşmayı hangi takım kazanır?
-Hangi takım şampiyonluk olur?
Kimilerin kafalarında oluşan sorulara çözüm bulma yolu; önceleri falcıların önünden geçerdi.
“Dertlere deva, gönüllere şifa” için kapısı çalınan falcılar görünürde ve söylemlerde “Allah rızası” için fal baktıkları ve çok az ücretlerle bu işi yaptıkları söylenirdi.
“Az ücret tarifesi” ama bir bakardınız, apartman daireleri, arabalar, işyerleri birbirini izlerdi.
Falcılık, kırsal kesimden küçük kentlere oradan da büyük kentlere yayıldı. Yoğun talepler karşısında randevulu çalışanlar oldu.
Yasak olmasına karşın polisçe yapılan baskınlarda çoğu kez suç delili bulunmaz, şikâyet eden de olmazdı.
Falcılık sektör olmuşken(!), bir bakıldı medyumlar onlarla yarışa girdi ve falcılar geri planda kaldı.
Özellikle büyük kentlerde sosyetenin yaşadığı geleceğe yönelik sorunlar için medyumların kapısından eksik olmadılar.
Medyumlar arasında rekabetten doğan kavgalar oldu.
Adliyelik olaylar yaşandı.
Şimdilerde medyumlar arasında rekabet duruldu. Her medyum, kentsel yaşamda sağladıkları ün ölçüsünde kendilerine alan egemenliği kurmuş görünüyor ve eskinin kavgalı-gürültülü günleri çok gerilerde kaldı.
Tıkır-tıkır işleyen bir ortam var şimdi.
Medyumluk ve falcılık yanında son zamanlarda anketler yoluyla toplumsal nabız yoklamaları yapılıyor.
En çok da anket yoluyla toplumun siyasal, sosyal, kültürel vb. sorunları araştırılıyor.
24 Haziran seçimlerinin sonucu üzerine anket üzerine anket yapılıyor.
Bu konuda kurulu şirketlerin duru durağı yok.
Siyasete yön verenler; Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu merak ediyor, anket üzerine anket yaptırıyorlar.
Yıllar önce medyaya bulaşan “yandaş” anlayış; kimi anketörlerce sipariş verenlerin bekledikleri sonuçları servis edince “pişmiş aşa su katma” durumları yaşanmaya başladı bu çalışmalarda.
Kimi siyasetçilerin kendileri lehine yaratmak istedikleri algının; anketler yoluyla da kirletildiği bir ortamda seçime gidiliyor.
Görünen o ki; 24 Haziran seçimlerinin hiç su kaldırmamış bir ortamda gerçekleşmesi beklentisi/özlemi giderek artıyor.
Bu, doğru olduğu kadar haklı bir toplumsal beklentidir bizce.
Çünkü ülkenin geleceği oylanacak 24 Haziran günü...