EY SPOR HOCALIR ŞAİBEDEN UZAK DURUN!
Sporumuzu kirlilikten temizlemeye, yöneticilerimizi suç işlemekten korumaya çalışırken hocalarımızın da hızla şaibeye bulaştığını duyuyor ve hissediyoruz...
Biz değerlerimize zarar gelmesini istemiyoruz... Onun için de etraflarının tertemiz olmasını arzu ediyoruz...
Hangi taşı kaldırırsanız altından pislik fışkırıyor... Şimdi de hocalarımız ciddi ciddi tartışılıyor...
Bu, ne yazık ki en alt kategorideki yaş grubundan amatör branşlara kadar böyle... Özellikle de futbolun en üst seviyede hocalarını, zan altında bırakacak gelişmeler yaşanıyor...
En çok korumaya çalıştığımız teknik direktörler ve antrenörler de şaibeli duruma geliyor...
Yıllarını vermiş, ülkemize büyük gurur kazandırmış, bileğinin hakkıyla bir yerlere gelmiş hocalarımızın itibarlarını yerle bir edecek iddialar var kamuoyunda...
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yaptığımız dönemde bazı branşlarda sporcular, şikayet dilekçeleri vererek milli takım hocalarını, bazen da federasyon başkanlarını şikayet ediyordu...
Milli takıma alma karşılığında para istediklerini, madalya aldıklarında da devlet ödüllerinden pay istediklerini iddia ediyorlardı...
Hatta ödüllerini paylaşmayı kabul etmeyenlere Ay-Yıldızlı formayı vermediklerini, şampiyon sporculardan yüzde alamadıkları yıldızları da ‘‘sakatlık’’ veya “formsuzluk’’ bahanesiyle kadrodan çıkardıklarını savunuyorlardı...
Biz tabii ki temkinli olmalıydık ama iddiaları da hukuk gereği soruşturmalıydık... Suçlu varsa ortaya çıkarmak kadar, suçsuzları da zan altında kalmaktan kurtarmak gerekiyordu...
Spora hizmetten başka amacı olmayan, işini düzgün yapan pek çok başkanımızı ve hocamızı bu tür iftiralardan müfettiş raporları, hukuki mütalaarla korumuş ve ülkemize hizmet etmeye devam ettirmiş olduk...
Fakat bazı yanlışlıkları da tespit edip giderme ve yanlışlık yapanları da tasfiye ederek sporumuzu temizleme yolunda önemli adımlar attık...
Aradan yıllar geçti, tanıdık iddialarla yeniden müşerref (!) olduk... Üstelik diğer federasyonlarla ilgili de bir artış söz konusu oldu... Futbolla ilgili olanlarsa ayyuka çıktı...
Pek çok kulüp başkanının eskiden çaktırmadan, ama artık şimdi çok gizleme gereği duymadan, çaktırarak menajerlik şirketleriyle iş tuttuğu her yerde konuşuluyor...
Kirlilikten cesaret bulan teknik direktör, antrenör, kulüp menajerinin de artık komisyonculuk yaptığı, bunun için uyum sağlayabilecek futbolcular tercih edildiği, bunun da artık vaka-ı adiye olduğu dile getiriliyor...
Kaleci antrenörlerinin bile daha iyi kaleciyi değil, primlerini paylaşan, kendilerini nimetlerden yararlandıran kalecileri oynattırdığı ifade ediliyor...
Kulüpler, lazım olan daha ekonomik oyuncular yerine şişirilmiş ücretler ve hayali bonservis bedelleriyle borç batağına böyle sürükleniyor... Bu, bazen aynı dili konuşan farklı kulüpler arasında daha yoğun deniyor...
Kulüpler Birliği Başkanlığı yapmış tecrübeli bir kulüp başkanının herkesin gözü önünde çok net bir şekilde ortaya attığı iddialar, öyle geçiştirilebilecek cinsten değil... Kamuoyu da tartışmaya başladı...
Neymiş, bazı menajerlik şirketleri bazı futbolculara, ‘‘Bizimle çalışırsanız sizi Milli Takım’a da aldırırız’’ diyorlarmış... O oyuncular da Ay-Yıldızlı formayı giyiyormuş... İddiaların dahası da, somut örnekleri de konuşuluyor...
En temiz olması gereken Kırmızı-Beyaz’a da sıçrayan bu olayların teftişe ihtiyacı var... Yıllarını futbola vermiş, ülkemizin efsanesi haline gelmiş hocalarımızı zan altında bırakan bu ithamların çürütülmesi, gerçekten suçlu varsa da ayıklanması gerekir...
Kulüpler Birliği’nde, Federasyon ya da federasyonlarda nüfuzunu kullanarak her tarafa atlayan, ihale takibinden mal ve hizmet alımlarına kadar şirket üstüne şirket kuranlar varsa bu emellerinden vazgeçsinler...
Bir hoca görevdeyken, hocanın yakınlarından biri veya birileri menajerlik şirketi kurup futbolcu ayartıyorsa da, onlar da Milli Takım’a veya takımlara alınıyorsa kimse kusura bakmasın... Ya yakınlarına mukayyet olsunlar veya o görevi bıraksınlar...
Şantaj, tehdit, rüşvet, organize suç, daha neler, suç makinesi olmuşlar mübarek... Siyasilerin çocukları eleştirilirken, yönetici veya hocalar da yerin dibine batırılır... İleride madara olmamak için ey hocalarımız, kirlenmeyin, lütfen şaibeden uzak durun...