ÖSYM 1976 yılından beri ülkemizin resmi bir kurumu ve bu kurum her yıl yaptığı onlarca sınavla milyonlarca insanın kariyerini belirlemekte. Bu kurum geçtiğimiz hafta 18-19 Haziran tarihlerinde yurt genelinde milyonlarca aile ve öğrenciyi yakından ilgilendiren TYT-AYT ve Dil Sınavlarını yaptı. ÖSYM 2022-AYT/TDE-SB1 testinin 31. sorusunda kanaatime göre önemli bir hatayı atladı.
Bir tarih öğretmeni, olarak bu soruda hata yapıldığı kanaatindeyim!
Şöyle ki; 2022-AYT/TDE-SB1 testinin 31. sorusu;
Sivas Kongresi’nde alınan,
I. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Devleti dağılması hâlinde millet, birlikte müdafaa ve mukavemet edecektir.
II. Millî Meclisin derhal toplanması ve hükûmet icraatının meclisin denetimine konulması için çalışılacaktır.
III. Hristiyan unsurlara siyasi hâkimiyetimizi ve içtimaî muvazenemizi bozucu imtiyazlar verilemez.
kararlarından hangileri Anadolu hareketini halka mal etmeye yöneliktir?
A)Yalnız I
B)Yalnız II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
Bu soru aynen böyle ve bu sorunun cevabı ÖSYM’nin verdiği “Cevap Anahtarında” E) şıkkı yani I-II-II şekliyle verilmiştir!
O halde bu sorudaki yanlışlara değinelim
1. Yanlış
Sorunun üçüncü öncülünde “III. Hristiyan unsurlara siyasi hâkimiyetimizi ve içtimaî muvazenemizi bozucu imtiyazlar verilemez.” denilmekte. Bu arada şunları da hatırlatmakta yarar var;
A) ÖSYM, resmi bir kurumdur.
B) ÖSYM, resmi bilgi dışında bilgi veremez.
C) ÖSYM, Milli Eğitim Bakanlığı Müfredatına uymak zorundadır.
D) ÖSYM’nin hataları bağlayıcı olabileceğinden sorumlu davranmak mecburiyetindedir.
Bu metinde verilen “Hristiyan unsurlara siyasi hâkimiyetimizi ve içtimaî muvazenemizi bozucu imtiyazlar verilemez.” cümlesinin orijinal doğru şekli; “Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız bilcümle anâsırı gayrı müslimenin her türlü hukuku tabiiyetleri tamamıyla mahfuz olduğundan, anâsırı mezkûreye hâkimiyeti siyâsiye ve muvâzenet-i içtimâiyemizi ihlal edecek imtiyazat itâsı kabul edilmeyecektim.” şeklindedir.
Zira, yıllarca öğrencilerimize bizler bunu böyle öğrettik. Nitekim Sivas Kongresi’nin 4. maddesinin bugünkü konuşulan Türkçe karşılığı, Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi Atatürkçülük Dersi ders kitabının 62. Sayfasında; “Azınlıklara siyasi egemenliğimizi ve sosyal dengimizi bozacak ayrıcalıklar verilemez” ifadesiyle ders kitaplarında yer almış, öğrencilerimize böylece öğretilmiştir.
Pekala, bu sorunun 3. öncülünde ne diyordu; “Hristiyan unsurlara siyasi hâkimiyetimizi ve içtimaî muvazenemizi bozucu imtiyazlar verilemez.”
Bu cümleyle ‘Hristiyan unsurlar’ sözünü ilk defa bu yaşımda böylelikle öğrenmiş oldum. Demek ki Hristiyan unsurlara verilemezse, diğer unsurlara örneğin Yahudilere, siyasi egemenliğimizi ve sosyal dengimizi bozacak ayrıcalıklar verilebilir mi?
Tarih yazan, tarih yapana sadık kalmadıkça görüldüğü gibi durum nasıl da bambaşka bir mahiyet alabiliyor.
2. Yanlış
Sivas Kongresi’nin orijinal metnine bakıldığında ‘Halk’ kelimesinin tek bir yerde dahi geçmediğini görürsünüz. Bu orijinal metni, Sivas Valiliğinin resmi sitesinde bulabilirsiniz. (http://www.sivas.gov.tr/basin-blteni-4-eylul-1919-sivas-kongresi-kararlari.) EY ÖSYM, ecdadımız Sivas Kongresi Kararlarını alıp, bu kararları yazıya geçirirken ‘halk’ kelimesinden habersiz miydi de, kongre kararlarında, defaten ‘Milletimiz’ ifadesini özellikle kullanmıştı. Halk Evlerini açan, Halk Fırkasını kuran, Halkçılık ilkesini benimseyen bir oluşumun ve bu oluşumun liderinin ‘halk’ kavramını bilmemesi demek ki mümkün değildir. Milletimiz ile halk kavramı arasındaki fark ne? Halk kavramı; bir yerde yaşayanların tamamını veya bir bölümünü ifade eden yani ucu açık, her iki anlamda da kullanılan bir kelimedir. Atalarımız bir anlam karmaşası yaşamamak için anâsırı gayrı müslimeyi (Müslüman olmayan diğer unsurlar- Azınlıklar), Türk ve Müslümanlardan ayırmak için ‘milletimiz’ kavramını kullanmıştır. ÖSYM’nin burada yaptığı anlam karmaşasıdır.
3. Yanlış
Alan Yeterlilik Testi yani kısacası adı AYT olan bu sınav önce bilgi, sonra bilgiye dayalı yorum ister. ÖSYM, öğrencilere yanıltıcı, müfredata uygun olmayan, gayri resmi bir bilgi veremez. Bu soruda maalesef verilmiştir.
4. Yanlış
ÖSYM’nin bu yanlışını; dershaneler, etüt merkezleri, hatta bazı resmi kurumlar süreli yayımlarında doğru kabul ederek, kitap basmaları, öğrencilerine aktarmaları giderek gelişen yanlışlar sarmalına vesile olacaktır, tıpkı yıllarca okullarda öğretilen Mustafa Kemal’in Trablusgarp Savaşındaki başarıları dolayısıyla binbaşı rütbesine yükselttiği yanlışının doğru kabul edildiği gibi. (Zira Mustafa Kemal 27 Kasım 1911 tarihinde yani henüz Trablusgarp’ta savaşmadan önce zaten binbaşıdır.)
5. Yanlış
Bu soruda doğru olan bir şeyin olmayışıdır, çünkü bilgi yanlış, kavram yanlış, şıklar yanlıştır. Amacımız; “pişmiş aşa su katmak” değildir ancak, susuz aşın da pişmeyeceğini hatırlatmaktır.
Ey ÖSYM, soruyu baştan ve tekraren soralım;
Bir soruda beş yanlış kaç doğruyu götürür?