Düşman durmadan saldırıyor, saldıranlar sürüler halinde… 

İnsanlık tarihinde zaman zaman büyük kasırgalar gelip geçti. Bu gidişle tarih, ebedi bir kasırgadan ibaret kalacak gibi. Bugün ayakta kalabilmek için eskisi kadar sağlam olmak yetmiyor. Çok güçlü, çok sağlam, çok sert, çok yürekli olmak gerekiyor.  

Atalarımız Oğuz, Mete, Cengiz, Timur, Fatih, Yavuz, Mustafa Kemaller ve niceleri bu kasırgalarda gemisini engin denizlere çıkaran kaptanlar olarak dünyada söz sahibi oldular. Hükmettikleri devirlerde gereken dalgalanmalarda başarıdan başarıya koştular. İnsanlık tarihinde asırlar ilerledikçe, görüşler ve düşüncelerde ilerliyor. Zaman daha hızlı ilerliyor. Milletlerin hayatlarında ve gelişmesinde ise takip ettikleri veya edecekleri hayat çizgilerinin önemi büyük oluyor.

Onun içindir ki, bugünkü ve yarınki dünya şartları ne olursa olsun, milli duygu ve düşüncelerimiz, bir gün muhakkak yine gerçek olacaktır. Türk Milleti’nin kendi topraklarında hür, bağımsız ve büyük saadetler içinde yaşaması en tabii hakkıdır. Ancak buna mani olmak isteyecek çok düşmanımız olduğunu da bilmekteyiz. Bir karış suda fırtınalar koparmak isteyeceklerdir. İşte bu fırtınalarda, kasırgalarda bizleri sağlam tutacak temeller gereklidir. 

Ancak bu yoldaki gayretleri boşunadır. Çünkü temiz ve gönüllerimizi ilahi bir ateş gibi saran imanı, o gönüllerden çıkarmak imkansızdır.  Belki bazen gönlümüz paslanıyor ya da tozlanıyor ancak altın ne kadar çamura bulansa bile altın yıkandıktan sonra yine altın özelliğini kaybetmez misali bizlerin de kasırgalı dönemeçlere girdiğimiz bu dönemlerde gönlümüzü yıkamalı ve gönlümüz yıkandıktan sonra ne taraftan esecekse essin kasırga,  esecek olan kasırga ancak bizleri engin ufuklara taşımaya yardım edecektir.