eksik bi öykü:

denizanasını bilir misiniz?
deniz bilimci bi arkadaşımın söylediğine göre
yüzde doksan sekizi mi ne su yüzde bir ya da ikisi de vitamin deposuymuş
denize sıklıkla gidenler çok iyi bilir ki tene değince koruma güdüsüyle zehir salgılarmış
o da vücudunuzda hafif kaşıntı ile kızarıklıklar meydana getirir
hani o mevsimin son günlerine doğru şeffaf poşet gibi kaplarlar denizin içini
e denizin suyu da ılıman mı ılımandır
daha eylül burnunu sokmamıştır mevsime
hafta sonunuzu elinizin uzandığı bir kıyı kasabasına taşırsınız
hafif atıştırmalıklar da yanınızda
soyunup dökünürsünüz kabinsiz
önce ayaklarınızı değdirirsiniz
sonra atadan kalma yöntemlerle deniz suyu ile
kulaklarınızın içini ıslatırsınız ellerinizle
tam iki ya da üç kulaçla açılmak istersiniz o canım maviliğe
bi anda dört bi yanınız sarılmıştır o canlılarla
aman dedikçe üstünüze gelirler sanki
dışarı çıkmak istersiniz çıkamazsınız
çünkü deniz güzel
yüzmek istersiniz yüzemezsiniz
çünkü içine girdiğiniz deniz artık o mevsimin denizi değildir!
çünkü yaşamak istediğiniz ülkeniz de!
artık o eski ülke değildir!
..
-yavlum bakri yak bi cigara daha kör karanlığa