Döviz rezervlerinde sert düşüş
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) net döviz rezervleri, İmamoğlu’nun gözaltına alındığı hafta boyunca 26,6 milyar dolar azaldı. Rezervlerdeki en büyük kayıp, gözaltı kararının ardından yaşanırken, toplam düşüş TCMB’nin son bir yılda biriktirdiği net döviz rezervinin neredeyse yarısına ulaştı.
Faizler yükseldi, CDS 300 puanın üzerinde
TCMB’nin faiz politikaları ve Nisan ayında faiz indirimi beklentisinin olmaması nedeniyle TL mevduat faizleri yüzde 45 seviyesine çıkarken, kredi risk primi (CDS) ise 300 puanın üzerinde seyrini sürdürdü. Ekonomistler, bu gelişmelerin kredi derecelendirme notları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği görüşünde.
Piyasalara kamu müdahalesi arttı
TCMB, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Varlık Fonu (TVF), döviz ve borsa üzerindeki kayıpları sınırlamak için koordineli bir şekilde müdahale etti. Varlık Fonu bünyesindeki Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank ve Garanti BBVA, hisse senedi piyasalarında en fazla alım yapan bankalar arasında yer aldı. Ziraat Bankası, 5,8 milyar TL'lik net alım yaparak en aktif kurum oldu.
Ekonomistler uyarıyor: Enflasyon ve büyüme hedefleri riske girdi
Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman, İmamoğlu’nun tutuklanmasının ekonomik istikrarsızlığı artırarak yatırımları olumsuz etkilediğini belirterek, "Borsadan çıkışlar hızlandı, CDS oranları yükseldi. Kur artışı, ithal girdilere bağlı olarak enflasyonu tetikleyecek ve vatandaşın alım gücünü düşürecek" dedi. Konukman, bu durumun Orta Vadeli Program’daki büyüme hedeflerini de zora soktuğunu vurguladı.
"Siyasi gerilim ekonomiye zarar veriyor"
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Birdal ise Türkiye’deki rejimin geleceğine dair belirsizliklerin yatırımcıları tedirgin ettiğini söyledi. Birdal, "Son dönemde piyasa fonlama faizleri yüzde 46 seviyesine yükseldi. Döviz rezervleri eritilirken, yüksek faiz politikasıyla ekonomik dengeler korunmaya çalışılıyor. Ancak bu politika enflasyonla mücadelede büyük riskler yaratıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Varlık Fonu'nun rolü büyüyor
Uzmanlar, Türkiye’de yabancı yatırımcı oranının yüzde 70’lerden yüzde 30’lara gerilediğine dikkat çekerek, Varlık Fonu’nun piyasa üzerindeki etkisinin giderek arttığını belirtiyor. Özellikle borsa ve tahvil piyasalarında kamu destekli alımların sürdüğü ifade edilirken, yaz aylarında faizlerde beklenen düşüşün gerçekleşmeyeceği öngörülüyor.
"Enflasyon kontrolden çıkabilir"
Ekonomist Ömer Rıfat Gencal ise tüketici kredilerindeki artışa dikkat çekerek, "Siyasi gerilim arttıkça reel sektörde üretim ve tüketim problemleri yaşanıyor. Kredi bulma zorlukları ve yüksek döviz borçları reel sektörü olumsuz etkiliyor. Bu süreç, fiyatlama davranışlarını bozarak enflasyon beklentilerini kötüleştiriyor" dedi.
Ekonomide belirsizlik sürüyor
Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, siyasi gerilimlerin ekonomi üzerindeki baskısını artırdığını belirterek, "Yerel yönetimlerdeki dönüşüm, iktidarın ekonomik stratejisini değiştiriyor. Büyükşehirlerde rant erişiminin azalması, ekonomi yönetiminin yeni arayışlara yönelmesine neden oldu. Ancak mevcut politikalar, ekonomik kurumların dayanıklılığını zayıflatıyor" değerlendirmesinde bulundu.