İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çekmeköy’ün ardından günün ikinci halk buluşmasını Sancaktepe’de yaptı.
"HİÇ DAVET EDİLMEDİM BİLİYOR MUSUNUZ İSTANBUL'DAKİ TÖRENLERİNE"
Sancaktepe’nin en çok hizmet verdikleri ilçelerden biri olduğunun altını çizen İmamoğlu, "Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığımda, beş senede ilçemde bir kez bile Büyükşehir Belediye Başkanı’nı görmedim. Allah şahit, görmedim. İki-üç defa gelmişse de beni davet etmediler. Ben, bu beş yıl içerisinde her ilçeye 20 defa, 15 defa, 30 defa gittim. Hem gittim hem de seçilen belediye başkanına demokrasi gereği saygı gösterdim. Nereye gidiyorsam davet ettim. Hangi açılışı yapıyorsam davet ettim. Ben bu açılışlara giderken ya da temel atmalara giderken, Allah aşkına bir partinin törenini mi yapıyorum? Hayır. Belediyenin. Belediye kimin? Milletin. Onun için, her defasında davet ettim. Belki bir iki defa gelmiş olabilir sayın belediye başkanı. Onun dışında gelmediler. Çünkü alışık değiller. Benim neredeyse görev sürem dolmak üzere. Hiç davet edilmedim biliyor musunuz İstanbul'daki törenlerine. Hatta parasını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ödediği metro açılışlarına bile davet edilmedim" ifadelerini kullandı.
"SİRKECİ-KAZLIÇEŞME RAYLI SİSTEMLER AÇILIŞINA ULAŞTIRMA BAKANI TARAFINDAN DAVET EDİLDİM"
İBB Başkanı İmamoğlu, "Ben bu şikayeti sıklıkla yaptım ya hani; son günlerinde akılları başına geldi diyeceğim. Bu sefer ilk kez; Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistemler açılışına Ulaştırma Bakanı tarafından davet edildim. Vallahi teşekkür ediyorum kendisine. Peki, şimdi ben ne yapacağım? Pazartesi oraya gideceğim. Pazartesi niye gideceğim biliyor musunuz? Bakın bu ülkede bazı alışkanlıkları böyle yapa yapa değiştireceğiz. Şunun için gideceğim o açılışa: O bakanlık, o makamlar; onlar kadar benim kardeşim, benim. Benim makamım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, benim kadar onların. Bunu onlara öğretene kadar, bunu her yerde anlatacağım" dedi.
"KİMSE KİMSENİN İNANCINI YORUMLAYAMAZ BİLE"
Ekrem İmamoğlu, "Ben size bir şey daha diyeyim mi? Benim vatanıma, milletime, bayrağıma, atama, dedeme, nineme, Atatürk'üme olan tutkumu sorgulayacak adam, anasının karnından doğmadı. İşine bak sen. Onun için su kaynattı, onun için. Daha başka bir şey söyleyeyim. Çünkü bunlar, daha azıtacaklar biliyorum. Önden bunu söyleyelim de herkes haddini bilecek. Daha ilerisine gideyim. İnanç, Allah'la kul arasında. Yaradan, bize öyle güzel bir din vermiş ki, kimse kimsenin inancını ölçemez. Kimse kimsenin inancını yorumlayamaz bile. Benimle yaradan arasında. Ben, bir tek yaradana sığınırım, bir tek yaradandan korkarım. Allah'ın kulundan korkmam. Benim inancımı sorgulayacak, benim inancımı yorumlayacak Allah'ın kulu, anasının karnından doğmadı kardeşim. İşine baksın. Dolayısıyla, bu kötü sözlere inanmayın. Bu kötü sözlerle muhatap olmayın. O kötü sözlerle ilgilenmeyin" diye konuştu.
"BU MİLLET HAKLININ, HUKUKU KORUYANIN, ADİL OLANIN YANINDADIR"
"Bu güzel şehir, bu güzel memleket, bu güzel millet bunları hak etmiyor" diyerek sözlerine devam eden İmamoğlu, "Neyi hak ediyor? Kütüphaneyi hak ediyor. Neyi hak ediyor? Metroyu hak ediyor. Niye hak ediyor? Yeşil alanı hak ediyor? Yurdu, bursu, kursu, ders atölyelerini hak ediyor. Daha güzel yeşil alanları, kent meydanlarını, daha kaliteli yaşamı hak ediyor. Ama üç haneli enflasyonu hak etmiyor. Hiçbir işe yaramayan emekli maaşını hak etmiyor. Dar gelirlinin sıfıra inmiş, tükenmiş maaşını bu millet hak etmiyor. Yüksek faizi, yüksek enflasyonu, yüksek maliyet artışlarını bu millet hak etmiyor. Onun için ben ne diyorum onlara biliyor musunuz? İşinize bakın. İşinizi yapın. Sizin işiniz ekonomiyi yönetmek. Ekonomiyi batırdınız. Bunlar sıkıştılar mı, hemen başka şeylere başvururlar. Sıkıştılar mı, hemen başka problemleri yaratmaya çalışırlar. İnsanları kötülemeye çalışırlar. Ama söyleyeyim; biz bunlara pabuç bırakmayız kardeşim. Bu millet haklının, hukuku koruyanın, adil olanın yanındadır. Biz hak, hukuk, adaletten asla vazgeçmeyeceğiz" diyerek sözlerini sonlandırdı.