İşler tıkır tıkır yürüyor!..
Akaryakıta üst üste gelen zamlar pek dillendirilmiyor eskisi gibi...
Neydi o, eskiden zamdan tasarruf (!) yapıyormuş gibi biriktirip hepsini birden uygulamaya koyup, moralleri bozmak...
O zaman iktidarlarının iş bilmemezliği mi desek?..
Yani, hastaya geciktirerek müdahale etmek...
Hele, ANAP'ı kurup iktidar yapan ve Başbakan olan Turgut Özal'ın zamlar konusunda yurttaşı "uyur" rolünde görmesi var ki...
Özal iktidardadır. Tam da seçimlere gidilirken yaşanan ekonomik bunalımı gidermek için gazeteciler, Özal'a; "Zam yapacak mısınız?" diye sorarlar. O da; "Seçimden önce zam yapacak kadar aptal mıyım?" şeklinde yanıt verdiğini gazeteler yazmışlardı o zamanlar.
Seçim sonrası zamlar yağmur gibi yağmıştı herkesin üzerine...
Tabii ki, herkeste feryat...
Şimdiki zamlar biriktirilerek değil; minik-minik, alıştıra-alıştıra yapılarak bugünlere gelindi. Geçen yıllarda akaryakıta örneğin; bir gün 6 kuruşluk zam yapılıp, üç gün sonra 2 kuruşluk indirim gelince yurttaş zamdan doğan acısını söylemekten vazgeçiyor, yutuyordu. Bu tür uygulama yıllardır süregeldiğinden herkes; şimdi de benzine, motorine gelen zamdan sonra indirim haberini bekledi umutla...
Ama... Üzerine 11 kuruşluk bir zam daha gelince; "Kulağına soğuk su kaçtı" derler ya, o durum yaşanıyor şimdi...
Böyle olmasını hiç beklemez ve de dilemezdik. Bu "cicim ayları" hep böyle sürüp gitsin isterdik. Bizimkisi bir dilek, bir hayal tabii ki...
Ekonomik hastalıkların ilacının; zam yapmak, vergi salmak olduğunu bir ekonomistler, bir de zamla boğuşanlar bilir.
Üç harfli "zam" sözcüğü ne denli can yakıcı olursa olsun; zamanında yapılmasının gerekliliğini artık herkes biliyor. Geçici, günübirlik önlemlerle zam yapmak sağlıklı bir karar olamaz. Ekonomilerde müdahaleler yerinde ve zamanında yapılırsa tedavilerde daha sağlıklı sonuçlar alınır.
Hükümetin akaryakıta üst üste yaptığı zam, yaşamı daha da zorlaştıracağı belli... Zam yapılırken dengelerin sarsılmaması gerekir. Durgun bir göle atılan taşın nasıl halkalanarak dalga dalga yayıldığını biliyorsak, zam konusunu da bu açıdan değerlendirmek yanlış olmaz.
***
Ekonomi yaşamımız itibariyle zamların, yoklukların, kuyrukların içinden bugünlere geldik. Önümüze gelen zamların "ayağını yorganına göre uzat" işaretini verdiğini bilmeliyiz. İki hafta sonra -eskinin- "Yerli mallar haftası"nı yaşayacağız. Tesadüfe bakar mısınız? Bugüne değin yabancı mal, "yabancı marka" sevdalanması yaşadık.
Yerli mallara doğru çıkan bir yoldayız. Ama...