Tarihi bilmemek, onu yorumlayamamak, hele de kendi çıkarlarına göre siyasal anlamda yorumlamak cehalet kadar yalancılıktır da...
Dün ile bugünü değerlendirirken; o gün ile bugünün her türlü koşullarını dikkate almayacak, sonra da rende gibi kendine yontup siyasal çıkar sağlayacaksın...
Maalesef demokrasimizin onulmaz hastalığı bu...
Dün vardı, bugün de var.
Demokrasiyi toplumsal anlamda özümsemez, içselleştirmezsek yarın da olacak kuşkusuz.
"Koltuğu kaybetme korkusu" gördüğüm, bildiğim kadarıyla sadece ülkemiz siyasetçilerince yaşanıyor.
-Kaybedersem herşey biter!..
Korku hastalığı..
1958 yılında normal süresinde/zamanında yapılacak genel seçimler öncesi muhalefette bulunan CHP ve Hürriyet Partisi güçbirliği yapma görüşmelerine başlayınca DP yönetiminde şafak attı.
İktidarda olan DP seçim sisteminde son anda değişikliğe gitti ve siyasal partiler aralarında seçim ittifakı/birlikteliği yapması engellendi. Normal olarak 1958 yılı Mayıs ayında yapılması gereken seçimler de yedi ay önceye çekildi.
Liste usulü çoğunluk sisteminin uygulandığı 1957 seçimlerinde yedi yıldan bu yana iktidarda olan DP'nin oy oranı ilk kez yüzde 50'nin altına bu seçimde düştü.
O seçimde de kanunsuzluklar oldu. Seçim devam ederken, sonuçlar alınmamışken devletin radyosu gündüz daha saatler 14.00 iken DP'nin kazandığı illeri duyurmuştu.
Bugünkü siyasal tabloya bakıyoruz; iktidardaki AKP ile MHP seçimde işbirliği/güçbirliği yapma kararı aldıklarını kamuoyuna duyurdu.
Muhalefette CHP, İYİ Parti, SP ise aynı konuda ısınma hareketleri yapıyorlar.
Bu görüntünün 1957 güçbirliği girişiminden farkı, seçimde işbirliği yapma önerisinin bu kez iktidar partisinden gelmesi dikkat çekiyor. O tarihlerde DP seçimi kazanıp iktidarda kalacağını az-çok bildiği için kendi bünyesinden ayrılan Hürriyet Partisi'ne ya da Bölükbaşı'nın partisine bir öneride bulunmamıştı.
Şimdiki duruma bakıp ileride ne olur? Böyle bir yorumda bulunmak kahinlik olur. Çünkü, ekonomik gidişatın ne olacağını bilmek gerekir öncelikle...
Bir hafta değil, üç gün içinde motorine üst üste zam yapılması zorunluluğu yaşayan bir ekonomi dünyasının ne getirip, ne götüreceği sanırım iktidar partisini düşündürüyor olmalı...
Bugün gelinen noktada erken seçimi de, seçimin sonucunu da ittifak/işbirliği/güçbirliği değil, ekonominin nabız atışları belirleyecek. AKP; bu konuda seçim sath-ı mailine girildiği şu dönemde, kuruluşundan bugüne en büyük sınavını vermek durumuyla karşı karşıya bulunuyor.