Yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda fay hatlarında meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması depremi oluşturur. Türkiye de fay hatlarının tam geçiş noktasındadır. 40 il merkezi ve 89 ilçe merkezi bu fay hatlarının üzerine kurulmuştur.
Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki depremin ardından Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer eğitim öğretime tüm Türkiye’de iki hafta ara verildiğini duyurdu. Birlik beraberlik zamanı içerisinde koordineli bir şekilde tüm kaynaklarımızı efektif kullanarak bu zorlukların üstesinden gelmek adına kararlar ardı sıra gelmiştir.
Ülkemizin dört bir yanından depremzedelerin battaniye, giyim malzemeleri, hijyen seti, ısıtıcı, erzak, bebek maması, bebek bezi, kumanya başta olmak üzere her türlü yaşam malzemesinden oluşan yardımları içeren tırlar deprem bölgelerine ulaştırıldı. Yardımlar, AFAD koordinatörlüğünde ihtiyaç sahiplerine iletilmeye devam ediyor. Öte yandan yardım ve faaliyetler için sayısız gönüllü kişiler ve kurumlar bölgeye akın etmiştir. Şunu da söylemek gerekir ki depremin ilk iki günü koordinasyon sağlanamamıştır. Coğrafyanın büyüklüğü deyin, yeteneksiz yöneticiler deyin, ekiplerin sayılarının yetersizliği deyin, ne derseniz deyin.
Deprem sonrası yapılacakların başında barınma, yiyecek ve güvenlik gibi temel ihtiyaçların karşılanması gelir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür, bu felaketin üzerinden gelecektir. Hayatın normalleşmesi için eğitim faaliyetleri için de bir yol haritası oluşturulmalıdır. Depremdeki büyük can kayıplarımızdan sonra yaşayan başta çocuklarımız olmak üzere vatandaşlarımızın normalleşmesi için bu işin psikolojisi iyi yönetilmelidir.
Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre on ilde gerçekleşen deprem özellikle beş ilimizde yıkıcı olmuştur. Eğitim öğretim faaliyetleri için okulların açılması gerekmektedir. Zaten ilgili coğrafyadan ciddi bir göç söz konusu olmuştur. Kalan çocuklarımız için çadır okullar bile kurulabilir. Milli Eğitim Bakanlığı bu planlamayı bir an önce yapıp uygulama geçmelidir. Üniversitelerin ise kapalı olmasının hiçbir şekilde izahı yoktur.
Pandemi sürecinde eğitim öğretime ara verilmiş, sonrasında da uzaktan eğitim geçilmişti. Geri dönüşleri aldığımızda hiç yoktan iyidir demekten öteye geçememiştik. Çevrim içi eğitimle ortalama %30 öğretim sağlanabilirken, yüz yüze eğitimle ortalama %70 öğretim sağlanabilmektedir. Ayrıca sosyal olmayan, teknoloji bağımlısı bireyler üretmiştik.
Okullar, okul öncesi dönemlerden itibaren bireylerin her açıdan gelişimlerini, yetiştirilmelerini, nitelikli insan gücü olarak toplumda yerlerini almalarını sağlayan eğitim kurumlarıdır. Öğretimin yanında öğrencilerin sosyalleşmesi ve psikolojileri sağlıklı bireyler oluşmasının esas yeridir. Depremle eğitime ara vermek veya çevrim içine geçmek pandemiyi de ekleyerek bu nesli feda etmemiz anlamına gelir.
Çok can kaybımız oldu, çok üzgünüz, çok yorulduk; ama bu asil millet birlik beraberlik içerisinde kenetlenerek bu felaketinin de yaralarını beraberce saracak ve üstesinden gelecektir. Bu günleri hızlı aşabilmemiz için şartlar zorlanarak yüz yüze eğitime geçilmelidir. Tüm ilköğretimler, ortaöğretimler ve üniversiteler zaman kaybetmeden açılmalıdır.