Özgürlük; üzerine dünyalar kurulan büyülü kelime, yirmibirinci yüzyılın yeni kıblesi, bireyi kanatlandıran, yaşamı anlamlandıran, uğruna kefenler giyilen kutsal değer.
İnsan için bir çok özgürlük alanı olduğundan bahsedilir. Ancak hiç şüphesiz ki en değerli olanı yaşama özgürlüğüdür. Ancak bu temel özgürlük alanını renklendirecek, anlamlı kılacak ve ona ruh kazandıracak olansa şüphesiz ki eğitim özgürlüğüdür.
“Eğitim özgürlüğü ve fırsat eşitliği” konusu bana göre Türkiye’nin en önemli sorunlarından biridir ve ne yazık ki yeteri kadar gündeme getirilmiyor, gündem olduğunda da laf üretme özgürlüğünün dalgasında boğuluyor.
***
Sözde Liselere giriş sınavı yaklaşırken, “eğitim özgürlüğü ve fırsat eşitliği” sorununun binlerce gencin önünü nasılda kapatacağını ve oluşan sonucun adının “başarısızlık” konularak nasılda gençlere fatura edileceğini düşündükçe kahroluyorum. Eğitim adaletsizliğinin özgürlüğüne heba edilen binlerce beyin gelişme özgürlüğü bulamadan yok olup gidecek.
Eğitim etkinliğini önemseyen resmi ya da özel kurumlar ve bireyler lütfen düşünün!
Düşünün;
Bayburt’un Aydıntepe ilçesinin Alaca Köyünde ilköğretim çağına gelen bir yavrunun eğitim özgürlüğünü ve elde edebileceği eğitim fırsatlarını...düşünün lütfen.
Alaca Köyün’den taze bir fidan. Adı, Özlem. Daha ayakları iskarpin, gözleri kasaba görmeden, taşımalı eğitim minibüsünü gördü. Sınıf öğretmeni, derslik, eğitim araçları ve oyun bahçesi gibi en temel eğitim unsurlarıyla tanışmadan birleştirilmiş sınıfla tanıştı.
Ve belkide hiç bir rehber öğretmenle tanışmadan, ücretli bir öğretmenle en değerli yıllarını yaşıyacak. Bir resim çizmeden, bir şiir okumadan bir çalgı çalmadan.
Bir sınıfı, bir öğretmeni olmayışına mı, katettiği yollara mı, beslenme eksikliğine mi yanalım. Yoksa eksi yirmilerde donan özlemlerine mi?
Ve sonra yaşanan süreç. Adı her neyse ( SBS – TEOG – NEOG ) girilen sınav ve özgür bir lise seçimi. Öyle mi?
Şimdi de başka bir dünyanın eğitim özgürlüğünü ve fırsat eşitliğini düşünün!
Düşünün;
Cihangir’den Özlem’i düşünün. Kreş, Ana Okulu derken, devletin 3000 TL civarında sağladığı eğitim katkısıyla sürdürdüğü Kolej eğitimini düşünün. Birinci sınıftan itibaren almaya başladığı dil eğitimini, özel hocalarını, beceri kurslarını, sosyal çevresini ve özlemlerini gerçekleştirme ihtimalini.
Ve O’da adı her neyse o sınava girsin. Özgür bir lise seçimi. Öyle mi?
Ve sonra Özlem; Alaca köyünde, başka bir hayat var mı bilemeden ömrünün ergen çağını, özlemlerini körelterek yaşamaya devam edecek, binlerce akranı gibi.
“Eğitim özgürlüğü ve Fırsat eşitliği” kavramının lafta değil, Bayburt’ta hayata geçirileceği günlere özlemle...