Ege denizindeki "Oniki ada" ya da "Dedekanez" diye adlandırılan adalar topluluğu Osmanlı'nın son döneminden bugüne ulusal sorunumuz olmaya devam ediyor. Bu adalar içinde Rodos, Saint-Jean şövalyelerinin işgali altında iken 1522 yılı Noel arifesinde Osmanlılar adayı ele geçirdiler. Rodos ve diğer adalar; dört asra yakın Osmanlı egemenliği altında kaldı.
24 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra Osmanlının içişlerinde yaşadığı sorunları fırsat bilen İtalya; öteden beri göz koyduğu Trablusgarp’ı işgal etmek için girişimde bulundu ve 29 Eylül 1911 tarihinde Osmanlı İmparatorluğuna savaş ilan etti.
Osmanlı devleti, İtalyanların bu harekatını denizden durduracak güçte donanması olmamasına karşın; Derne Komutanı Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal (Atatürk) 'in yerli halktan düzenlediği kuvvetlerle karşı koyması sonucunda, Trablusgarp'a çıkan İtalyanlar askerileri bir başarı elde edemediler. Tam da bu sırada Balkan Savaşı'nın başlamasını fırsat bilen İtalya; 17 Mayıs 1912 tarihinde bu kez "Oniki Ada"yı işgal etti.
İki cephede savaşmak durumunda kalan Osmanlı Devleti, İtalya ile İsviçre'nin Uşi kentinde 18 Ekim 1912 tarihinde barış antlaşması yaptı. Bu antlaşmaya göre Osmanlı; Trablusgarp ve Bingazi'den; İtalya ise işgali altındaki adalardan askerlerini çekmeyi taahhüt ediyordu. İtalya, adalardan çekilmeyi Trablusgarp ve Bingazi'nin boşaltılması sonrasında yapacaktı.
Ancak bu gerçekleşmedi. Çünkü, Balkan Savaşı sonunda imzalanan 30 Mayıs 1912 tarihli Londra anlaşmasıyla "Oniki ada" hakkında daha önceki Uşi anlaşmasıyla verilen karar dikkate alınmadan "büyük devletler"in bu konuda yeni karar vereceği konusunda anlaşıldı.
Burada, tıpkı bugünkü gibi Batılı devletlerin samimiyetsizliği/yalancılığı sırıtıyor.
"Büyük devletler", 1914 yılı Şubat ayında, İtalya'nın işgal ettiği adaların kendisinde kalmasına karar verdiler ama bu karar; hukuki bir bağlantıyla sonuçlandırılmadan Birinci Büyük Savaş başladı. Bu nedenle de İtalya, işgali altında bulundurduğu adaları 24 Temmuz 1924 tarihli Lozan Barış Anlaşmasının 15. Maddesine göre ilhak etme olanağını buldu.
Bu madde şöyleydi: “Türkiye zirde/aşağıda tadat olunan adalar üzerindeki bilcümle hukuk ve müstenitadından İtalya lehine feragat eder.”
Elyevm İtalya'nın tahtı işgalinde bulunan İstampalya (Astropalia), Rodos (Rhodes), Kalki (Kharki), Skarparto, Kazos (Casso), Piskopis (Tilos), Misirıs (Nisvros), Kalimnos (Kalymnos), Leros, Patmos, Lipsos (Lipso), Sombeki (Symi), ve İstanköy (Koş), Meis (Castellorizo) adaları...
Dört asır Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğindeki adalar böylece el değiştirmiş oluyordu. Ancak kısa bir süre sonra İtalya, İkinci Büyük Savaş sonucunda bu adaları olduğu gibi Yunanistan'a devretme durumunda kaldı. Bu arada, Lozan Barış Anlaşmasının adalar üzerindeki bağlayıcı "askersizleştirme" koşulu olduğunu unutmayalım.
Bugün; Yunanistan'ın adı geçen adalar dışında burnumuzun dibindeki adacıkları da sahiplenmeye kalkması devletler hukukunu çiğnemek kadar, uluslararası yüzsüzlüktür ayrıca.