Kimden söz ettiğimi hemen anlamışsınızdır. Anlamakta da haklısınız. Çünkü: özledik. Nice yıllardır Trabzon’un başına gelenleri gördük.. Hiçbiri onun gibi hizmet etmedi, başarıya odaklanmadı ve Trabzonspor’u gönülden sevmedi. O halde Onursal Başkan’ın onurlu ayak seslerini duymakta da haklıyız.. Dahası var: Madem onursallığı tescilli başkandır, o halde aranılanın tâ kendisi de odur. Vaktiyle küstürüldüğüne göre asıl ona olan vefa borcu gereği, yine ondan bu onursallığının yenilenmesi ve devamlılığı daha aktif olarak istenmelidir. Hiç kimseyi reddedeceğine veya geri çevireceğine ihtimal bile vermiyorum. Zira, onunla yine hepimiz Trabzonspor’la birlikte onurlanacağız. Trabzon’a ve Trabzonspor’a yeni onurlar kazandıracağız.. Çünkü: O, aynı zamanda çok onurlu bir Karadenizlidir. Televizyonlarda dört büyüklerin başkanlarının bir arada yaptıkları televizyon programlarında da izlediğimiz gibi Ali Şen’ler falan onun kişiliği yanında dilsiz hale gelip hazır ola geçmektedirler. Yanında hiç konuşamazlar. Bunu sorulduğunda bizzat kendileri de ekranlarda itiraf etmişlerdir. Futbolcular onun ayağına gidip onun babalığına, vefalı evlâtlar gibi aldıkları paranın hakkını sahada Trabzonspor'a daha güzel vermeye çalışıyorlar. Nice zamandır Trabzonspor'da Trabzon’un tarihi kimliğine lâyık bir güçlenme olamadı. İnşallah onun yaklaşan ayak sesleri bizlere yeniden eski coşkulardan daha büyüğünü verecektir. O başkan ki Başbakanlar bile yanında gölgede kalmaktadır. O başkan ki Trabzonspor’a ve Trabzonsporlulara olan hayranlığı nedeniyle bir zamanlar omuzlarda havaya kaldırıldığında, “Yahu bunca paralar, Trabzonspor şampiyonluğunda halkın coşkuyla bizleri omuzlarda havaya kaldırması etmiyor” diyerek Trabzon halkının ve Trabzonsporluların parayla değerlendirilmeyecek, para üstü kahramanlıklara, sevgi ve saygılara lâyık insanlar olduklarına dikkat çekmiştir. Mehmet Ali Yılmaz Bey’in sadece Trabzonspor ve Trabzon sevdası veya başkanlığı değil, Trabzon medyasına da görülmemiş yatırımları bu şehre büyük güç vermiştir. Ne yazık ki bu hakkın hala teslimi yapılamamaktadır.. Trabzon medyasına bugüne kadar böyle bir yatırımı kim yapmıştır. Sakın ola ki, bu sözlerim için suni (yapay) bir övgü çıkarmayınız. Yağcılık saymayınız. Zaten öyle bir şeye ihtiyacı olan adam hiç olmamıştır da.. Bu hakkın teslimidir.. Bu bir vefadır.. Ben kendisiyle hayatta bir araya gelmiş, görüşmüş biri değilim. Karadeniz Gazetesi’nde on beş sene yazı yazdığımda dahi hiç görüşmedik. Ben sadece araştırmacı bir yazar değilim. Trabzon amatör takımlarında, üniversite takımlarında, hatta Kayseri ve Diyarbakır stadlarında bile futbol oynamış, Trabzonspor’un bugünkü kulüp binası okulumuz iken orada yedi sene okumuş, o binayı bile herkesten daha çok tanımış bir Trabzonlu ve Trabzonsporluyum. Bu nedenle Trabzonspor'un başkanlığı konusunda birlik ve beraberliğin tesisi için hiç tereddüt etmeden yeniden Mehmet Ali YILMAZ diyorum. Hiç ayrıntıya ve acabaya gerek yok.. Tam kendisi.. Gerçekten hiçbir zaman hangi konu olursa olsun Yılmaz bir adam, Yılmaz bir başkan. Yaratılıştan bu işe biçilmiş kaftan.. Gerçek bir lider.. Birileri bilip bilmeden hakkında olmadık safsatalar ortaya atıp, genç beyinleri yönlendirmeye çalışsa da hiçbir inandırıcılıkları olmadıkları gibi küçük hesaplarının içinde boğulup gidiyorlar. Açıkçası küçülüyorlar.. Kusura bakmasınlar zavallı pozisyona düşüyorlar.. Hiç ciddiye alınacak yanları kalmıyor.. Ben Yılmaz olsam asla bu küçük hesapçıları ciddiye almam. Çünkü reklamları olur.. Neyse.. Onursal Başkanı Trabzonspor için bir sigorta gibidir.. Açık ve net görülüyor ki Trabzonspor camiasında hem bir hakkın teslimi hem geçmişten kalan kırılmalar hem de geleceğe el ele yürümek ve en önemlisi birlik ve beraberliği yeniden tesis etmek için bir ağabey, bir büyük bir karizmatik lider olarak Mehmet Ali Yılmaz'a camianın ihtiyacı var.. Çünkü görülüyor ki sen-ben kavgaları bitmeyecek!. Trabzonspor kulübü ayakları üzerinde duramayacak.. Buna karşı ‘DUR' DİYECEK ADAM, ADAM GİBİ ADAM MEHMET ALİ YILMAZ' dır.. Bir düşünün şu şike sürecinde M. Ali Yılmaz tuttuğunu koparan lider, bir başkan olmuş olsa neler olmazdı bu ülkede!