Karagümrük zaferi sonrası kenetlenerek boş tribünleri selamlayan Trabzonspor resmi hesabından taraftarlara yönelik, “Ruhunuz yeter” mesajı bana göre çok akıllıca bir işti. Kalbe dokunan ve özlemle beklenen şampiyonluğun şifresiydi o şahane manzara. Böyle bir organizasyonu düşünen ve hayata geçirenleri tebrik ediyorum.
Özellikle Olimpiyat stadında bu mesajı vermek dahihane bir fikirdi. 2010-2011 sezonunda Olimpiyat Stadı’nda hala taraftar rekoru dahi kırılamayan Bordo-Mavililer’in bu sezonun son maçı Başakşehir karşısında şampiyon edasıyla orada yer almasını gözümün önünden canlandırıyorum inanın Dünya’da eşi benzeri olmayan bir şölene tanıklık ederiz.
İddia ediyorum ki 80 bin kişilik stadın içerisinde 100 bin kişi, dışarıda ise 5 katı taraftar topluluğunu herkes karşısında görür. Dünya şehri diye lanse edilen İstanbul’dan dünyaya Trabzonspor taraftarlarının ne kadar tutkuyla takımlarına bağlı olduğu mesajı çok güçlü bir şekilde de verilir. İşte Trabzonspor’u diğer takımlardan ayıran en önemli onu delice bir sevda ile yüreğine basan bir taraftarına sahip olmasıdır.
DUVARDAKİ RESİM!
Teknik direktör Abdullah Avcı’nın odasında asılı duran boş çerçevenin içinin 8. şampiyonluk fotoğrafı ile dolması hepimizin tek isteği ve hayali. Kimsenin zekasıyla alay edecek biri değilim ama buradan açıkça yazmakta fayda var ki Avcı gibi zeki bir teknik adam Türkiye liglerinde yok. Bu benim düşüncem. Bana katılmayanlar olabilir ama benim gerçeğimde bu.
Sporcu psikolojisinden iyi anlayan, kenardan takımına iyi hakim olabilen, verdiği akıllı mesajlarla herkesi kendi çekim merkezine dahil edebilen bir teknik adamın odasındaki o boş çerçeveyi doldurması kadar doğal bir şey olamaz. Geçen sezon Avcı, “Benim de Trabzonspor'un da Türk futbolundan alacağı var. Bu alacağımızı da kısa süre içerisinde tahsil etmek istiyoruz” ne güzel dile getirmişti. Hakkımızı alacağımız, o duvardaki çerçevenin dolacağı anı iple çekiyoruz.
KÜLLERİNDEN DOĞMAK
Çok üzerine gelindi, çok acılar çekti, yıprandı, yere düştü ama asla pes etmedi. Sadece ona uzanacak eli ve güvenin içinde kopmaya hazır olan fırtınayı harekete geçirmeye yetecekti. En büyük şansı işte burada teknik direktör Abdullah Avcı oldu. Başka bir teknik adam olsa bir çırpıda silip kenara atılabilirdi, ismi Trabzonspor sayfalarından silinebilirdi. Kendisi kumaşının ne kadar değerli olduğunu farkına vardı uzanan eli ve güveni boşa çıkarmadı. Tabiri caizse küllerinden doğdu. Allah nazardan saklasın Abdulkadir Ömür’ü. Futbol yaşantısının en verimli haftalarını geçiriyor ve alttan gelecek oyunculara iyi bir rol modeli oluyor. Asla pes etmemeleri gerektiğini, inanırsanız başarabileceklerini onlara bir nevi gösteriyor. Ne mutlu ona ki bu genç yaşında gençlerin yolunu ışıltısıyla aydınlatabiliyor. Devam et çocuk. Trabzonspor’un ve gelecek neslin senden kazanacağı çok şey var.
DORUKHAN’I İZLİYORUM HAYRANLIKLA
GARDAŞIMA BAK SEN!