BÖLGESEL

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Rabbimizin vermiş olduğu kitapların ya da mesajların özetidir Kur'an-ı Kerim”

Rize’de düzenlenen icazet töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarma vasıtasıdır Kur'an-ı Kerim. O yüzden biz Kur'an-ı Kerim'i öğreniyoruz. O yüzden anlamaya çalışıyoruz ve hayatımızı Kur'an-ı Kerim'e göre tanzim ediyoruz” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rize Müftülüğüne bağlı Kur'an kurslarında hafızlık eğitimini tamamlayan 653 öğrenci için Yenişehir Spor Salonu'nda düzenlenen icazet törenine katıldı. Programda konuşan Erbaş, Türkiye’nin her yerinde hafızlar çıkmaya başladığını ve Türkiye'de bugün itibarı ile belgeli hafız sayısının 200 binin üzerinde olduğunu ifade etti.

“Rabbimizin vermiş olduğu kitapların ya da mesajların özetidir Kur'an-ı Kerim”
Erbaş, "Hazreti Adem'den itibaren gelmiş olan bütün peygamberlerin getirdiği dinin adıdır İslam. Kur'an-ı Kerim de tüm peygamberlere Rabbimizin vermiş olduğu kitapların ya da mesajların özetidir. Hazreti Adem, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa hangi mesajları toplumlarına vermiş ise işte Allah Resulü Hazreti Muhammed (SAV) efendimiz o mesajların adeta özünü ve özetini Kur'an-ı Kerim ile bütün insanlığa getirmiştir. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarma vasıtasıdır Kur'an-ı Kerim. O yüzden biz Kur'an-ı Kerim'i öğreniyoruz. O yüzden anlamaya çalışıyoruz ve hayatımızı Kuran-ı Kerim'e göre tanzim ediyoruz. Bütün insanlığın Kur'an-ı Kerim’i öğrenmeye ihtiyacı var" diye konuştu.

“İnsanlık bin 400 sene önce Kur'an'a ne kadar muhtaç ise bugün de o kadar ihtiyacı vardır”
İnsanlığın bin 400 yıl önce Kur'an-ı Kerim’e muhtaç olduğu gibi şu anda da ihtiyacı olduğunu belirten Erbaş, “İnsanlık bin 400 sene önce Kur'an'a ne kadar muhtaç ise bugün de o kadar ihtiyacı vardır. Çünkü, İslam en büyük nimettir. Bunu ezberlediğiniz Kur'an-ı Kerim'in bir rivayete göre son ayeti olan 'Bugün sizin dininizi kemale erdirdik. Üzerinizdeki nimetimi de tamamladım. Din olarak İslam'ı seçtim. Ondan razı oldum' diye buyuruyor Rabbimiz. İslam'ın bir nimet olduğunu öğreniyoruz bu ayeti kerimeden. O yüzden sadece biz değil bütün insanlığın bu nimetten istifade etmesi için bizim gayret etmemiz lazım. Kur'an insanlığı adalete, iyiliğe, barışa, sulha, kardeşliğe, ırkçılıktan uzak durmaya davet ediyor. Hayra çağırmaya, iyiliği emretmeye, kötülükten uzak durmaya davet ediyor ve bu daveti biz yapacağız. Özellikle Kur'an'a gönül verenlerin, Kur'an'ı öğrenenlerin yapacağına işaret ediyor. 'İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten nehyeden bir ümmet bulunsun. Onlar kurtuluşa ulaşanlardır, kurtuluşa erecek olan onlardır.' Ne mutlu sizlere, ne mutlu bizlere peygamber varisleri olarak hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten nehyeden bir ümmetin ferdi olarak Cenab-ı Hak bizleri takdir buyurmuş" ifadelerini kullandı.

“Filistin'de masum çocuklar, bebekler, gün yüzü görmemiş bebek, kadınlar, yaşlılar, silahsız insanlar zalim işgalci İsrail tarafından katlediliyor”
Filistin’de büyük bir zulmün gerçekleştiğini vurgulayan Erbaş, “Kur'an-ı Kerim'in indirildiği zamanlarda dünyada büyük bir zülüm vardı. Büyük bir karanlık vardı, büyük bir cehalet vardı. O gün Kur'an ile bu cehaletin, bu zalimliğin ortadan kaldırılması emredilmiştir. Peki bugün zülüm yok mu? O günden bin beteri bugün var. Hemen gözümüzün önünde Filistin'de masum çocuklar, bebekler, gün yüzü görmemiş bebek, kadınlar, yaşlılar, silahsız insanlar zalim işgalci İsrail tarafından katlediliyor. Bunu biz görüyoruz. İşte bugün İslam'ın adalet anlayışıyla, İslam'ın zalimlerin karşısında durma emriyle mazlumların yanında yer almamızı ifade eden ayetler ve hadislerle bugün hep beraber bizler Müslümanlar olarak zülüm nerede varsa onun karşısına çıkmak zorundayız. Bugün Gazze'de var, biz o zalimlerin karşısındayız. Elimizle yapmamız gerekeni elimizle yapacağız, dilimizle yapmamız gerekeni dilimizle söyleyeceğiz. Söylemekten asla çekinmeyeceğiz. Kalbimizle, dualarımızla mazlumların yanında olacağız. Kalbimizle, gönlümüzle, elimizle, dilimizle yapmamız gerekenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz" şeklinde konuştu.

“Mihraplarımız hafız kardeşlerimizle, hafız hocalarımız mihraplarımızı doldursun”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, her yerde hafızlar olmasını istediklerini söyleyerek, "Mihraplarımız hafız kardeşlerimizle, hafız hocalarımızla dolsun. Hafız hocalarımız vaaz etsin. Hafız hocalarımız, hoca hanımlar olsun. İlahiyat fakültelerimizde hafızlarımız öğrenci olsun, öğretim üyesi olsun. İmam hatip liselerinde hafız öğretmenlerimiz derslere girsin. Diyanet İşleri Başkanlığında, Milli Eğitim Bakanlığında, hem ilahiyat fakültelerinde, İslami ilimler fakültelerinde hafızlarımızın bizim için değeri çok büyük. Değerli kardeşlerim çalışın. İnsana ancak ve ancak çalıştığının karşılığı vardır. Çalışın, bu merhaleleri imtihanlara girerek atlayın ve ülkemize, İslam alemine en büyük şekilde hizmet eden ortamlarda sizler olun" diye konuştu.