Aralık ayı, Türkiye’de her yıl olduğu gibi umutla geçiyor ancak ne yazık ki milyonlarca işçi, emekçi ve emekli için yine bir sefaletle dolu bir dönem başlıyor. Asgari ücretin açlık sınırının altına düşmesi, emeklilere yapılan maaş zammının yetersizliği gibi sorunlar, ekonomik adaletsizliklerin başlıca göstergeleridir. Emekli maaşlarının asgari ücretin dahi çok altında kalması ve enflasyon karşısında yetersiz zammın yapılması, emeklileri giderek daha zor bir yaşam mücadelesine sürüklüyor.

Su kaçaklarına teknolojik takip Su kaçaklarına teknolojik takip

DİSK Emekli-Sen, emeklilerin yaşadığı zorlukları gündeme getirerek taleplerini şu şekilde sıralamaktadır:

Asgari ücret, yoksulluk sınırı dikkate alınarak belirlenmelidir: Asgari ücretin, bir evde iki çalışan olduğu varsayımıyla yoksulluk sınırının en az yarısı kadar olması gerektiği vurgulanmaktadır.

En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilmelidir: Şu an milyonlarca emekli, asgari ücretin altında maaşlarla geçinmek zorunda kalıyor. En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesinde olmalıdır.

Emekli aylıkları en az asgari ücret zammı oranında arttırılmalıdır: Emeklilere yapılan resmi enflasyon zammı, hayat pahalılığını karşılamamaktadır. En düşük emekli maaşı asgari ücrete çekilmeli ve diğer maaşlar da aynı oranda arttırılmalıdır.

Emeklilerin toplu sözleşmeli sendikal hakları tanınmalıdır: Emeklilerin hakları, toplu sözleşmeli sendikal haklarla güvence altına alınmalıdır. Sendikal haklar tanınmadığı sürece emeklilerin sorunlarına gerçekçi çözümler üretilemez.

DİSK Emekli-Sen, bu taleplerin hayata geçmesi için mücadeleye devam edeceğini belirtiyor. Ayrıca, kaynakların halktan değil, saraydan, makam araçlarından ve sermayeden olduğunu vurgulayan sendika, bu adaletsizliğe karşı duracaklarını dile getiriyor.

Yaşasın DİSK!
Yaşasın Emekli-Sen!
Yaşasın örgütlü mücadele!

Editör: Gözde Üçüncü