Kaçtığımız felakete doğru koştuğumuzu fark ettiğimden beridir çok korkmaya başladım.  İçinde yaşadığımız dünyanın bir dijital kopyası yapılmaya çalışılmaktadır.

Fabrikalar, iş yerleri, atölyeler, mağazalar, süpermarketler, bürolar bir yana dijital insanların, avatarların çalıştıracağı şehirlerin bile dijital ikizleri oluşturulabilecektir ve oluşturulmaktadır. Dünyada bazı şirketler kendi Metaverselerini (sanal evren) oluşturma dalaşına düşmüşlerdir.

Dijital evrenlerde, dijital insanların çalıştırdığı dijital fabrikalar neden olmasın! Pastadan pay almak isteyenler kendini bu yarışa sokma peşindedir. Dijital dünyada dijital devletler olacak, nakit paralar kalkacak, kripto para her şeye hakim olacak.  Üretilen her şey Metaverse’ye uyumlu hale gelmek mecburiyetinde olacak. Çok farklı hizmetler sunsalar da birbirleri ile koordinasyon içinde olacaklar. İnsan bedeni artık veri deposu olarak kullanılacak.  En önemlisi ne belki bilmek istersiniz diye yazıyorum; İnsanlar tembelleştirilip hayatın tadını ve hazzını kolay, kestirme ve ucuz yoldan temine alıştırılacak ve hatta mecbur edilecek. İnsan insan olmaktan çıkacaktır.

Dijital vatandaşlık, sanal kimlik, sanal pasaport ve daha birçok şey hayatımıza girecek. Nüfuslar planlanacak, üremesine müsaade edilenler ve edilmeyenler ayrım yapılacak belki de. Hatta belki de cinsiyet ve cinsellik diye kavramları ortadan kaldırmaya çalışacaklar. Yapay sperm, yapay yumurta en önemlisi yeni din adı altında “yapay din” bile yapmaya çalışabilirler.

Dünya hayatının. Cihan nizamının ve kainatın çivisi çıkmak üzere. Kimsenin umurunda değil ne yazık ki.  Ya bizler?

Bilim ve teknoloji ile kavgalı olursanız, ona katkı sağlamazsanız, taş üstüne taş koymazsanız ve en önemlisi Allah’ın sadece çalışmanıza, gayretinize ve döktüğünüz tere bakarak rızıklandırdığından bihabersiniz, o halde esaret kaçınılmazdır.