DEVLET SOSYALİZMİ

Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkışının ardından Havza’da Rus Albayının, “Bolşeviklik prensipleri üzerine bir Cumhuriyet mi kuracaksınız?” sorusuna, “Biz Devlet sosyalizmi dersek daha doğru olacak.” cevabını vermişti. Birçok çevrenin hoşuna gitmese de devlet sosyalizmi bizzat Atatürk tarafından 1938 yılına kadar sürdürülmüştü. Devlet sosyalizmi nedir diye sorarsanız; insanın insanı sömürmesini ret eden, özel mülkiyeti tanıyan, milli kalkınmayı öncelik sayan anlayıştır.

1980 yılına kadar süren darbe süreçlerinde dış güçlerin etkisini net bir şekilde görürken, 1980 sonrası yapılan darbe girişimleri ve darbe muhtıraları bizzat iç güçler tarafından yönetilmiştir. Din kisvesi altına giren alçaklar grubu kademeli şekilde güç elde ederken 28 Şubat ve E-Muhtırayı gördük. Seçilmiş hükümetleri vesayet altına almaya çalışan bu güçler nihayetinde 15 Temmuz kalkışmasında gün yüzüne çıktılar. Ve şimdi 2021 yılında 103 amiral ortaya çıkarak, yine gece yarısı, yine bir internet sitesinden bir bildiri yayınladı!

Devlet sosyalizminden devleti kaldırırsanız sosyalizm kalır ki, bu da insanın insanı sömürmesine dalalettir. 1980 sonrası Siyasal İslam’ın yürüttüğü darbeci zihniyet; yine 1938 ile yavaş başlayan, 1980 sonrası ilerleme kaydeden, 2000 sonrası hız kazanan Siyasal Atatürkçülüğe bıraktı. Atatürk’ün ortaya koyduğu devlet sosyalizminden devleti perdeleyen sosyalistler hatta komünistler rozet altına saklanarak sol siyasetin içinde yer aldı. Günümüzde bu tür onlarca siyasetçinin alan bulmak için çeşitli partilerde siyaset yaptığını açık ve net şekilde görmekteyiz. 

Sadece siyasette mi yer aldı bunlar?

4 Nisan gecesi yayınlanan bildiri açıkça milletin iradesine koyulan iradesizliktir. Çürük bir diştir ve ancak çürük diş kadar fikirleri yaşayacaktır. 50 derecelik kombili odalarında, kaleme aldıkları bu bildiri milletten ve ahlaktan uzaktır. 103 amiralin kaçının bu bildiriyi okuduğundan emin değilim! Kaç amiralin bu oyuna geldiğinden de emin değilim! Biliyorum ki siyasal İslam’ın tecrit ettiği, zindanlara gönderdiği paşalar var içlerinde. Ama bildiğim ve emin olduğum bir şey var ki; Türk milleti hükümetlerini sandıkla seçer, sandıkla hesap sorar. 

TRABZONSPOR MİLLETİ
Trabzonspor ırkı olmayan bir millettir. Sevgidir, saygıdır, alın teridir, Mevlana’dır. Milyonlarca taraftarı, destekçisi vardır. Bu milletin elbet hakları ve değerleri bulunmaktadır. Bu milletin haklarını savunacak olanlar da vekiller yani Trabzon milletvekilleridir. 

Maalesef TFF Başkanı’nın yaptığı hukuktan uzak tehditlerine başta iktidar milletvekilleri olmak üzere muhalefet milletvekilleri de gerekeni yapamamıştır. Üç beş satır yazmak yerine, bir araya gelip Trabzonspor bayrağı altında, “Sen ne diyorsun ey TFF Başkanı.” demeliydiler. Siyasi korkuları Trabzonspor milletinin haklarını savunmaya engel oldu. Ne olursa olsun var oluş mücadelesi Trabzonspor’un hamurunda vardır. Siz yoksanız vekiller, asıllar bordo ile maviye boyanır!
Unutmadan; Sayın Murat Zoroğlu, “Bordoma mavi olur musun?” diyorduk ya hani sevdiğimize... Bordo-Mavi olalım mı hep birlikte?

NE GÜZEL DER AYET
“Bırak onları kendi inatçılıklarında debelensinler.” 

“Bırak onları, düzdükleri iftiralarla baş başa kalsınlar.”

“Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş olanları bırak.” / Enam