Geride bıraktığımız hafta sonunda Fenerbahçe önünde alınan galibiyetin takım üzerinde yarattığı olumsuz etki Olimpiyat stadında net bir şekilde görülmüştür! Olumsuz etkiden kastım, oyuncuların hala zafer sarhoşluğunu üzerlerinden atamadığı gerçeği Karagümrük maçında ortaya çıktı. Fenerbahçe gibi ligin iddialı takımını net skorla deviren oyuncuların garanti gibi gördüğü Karagümrük maçında hava şartlarının da olumsuzluğu Bordo-Mavililer için büyük bir handikap oldu.
İlk yarıda hem rakibe hemde rüzgara karşı mücadele eden Trabzonspor maçın başlarında kalesinde şok bir gol görmesine rağmen oyunu elinde tutmasını bildi. Karagümrük’ü kendi yarı sahasına hapseden Karadeniz ekibinde Gomez’in ilerde yalnızları oynaması, orta alandan yeteri kadar destek alamaması ister istemez oyuncuyu kenarlara itti ve etkisizleştirdi.
Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın hazır bir Larsen’i kenarda oturtup, Hüseyin Türkmen’e 11’de şans vermesinin faturası da ağır oldu. Yenilen iki golde Hüseyin’in bariz hatası göze çarptı. Avcı’nın bir diğer büyük yanlışı ise Trezeguet’i 61’de oyun dışına almasıydı. Trabzonspor’un kaleye direk inen bir silahını yanına oturtması rakibin ekmeğine yağ sürer. Nitekim öyle de oldu. Mısırlı futbolcu sahada olduğu zaman ileri temkinli çıkan Karagümrük cephesinin kenarları daha aktif hale geldi ve 90 dakikanın sonunda skor tabelasına yazan sonuç ortada.
Trabzonspor okyanusu geçti, derede boğuldu. Bu maçtan çıkarılacak çok ders var. Abdullah hocanın dediği gibi. Herkes şapkasını önüne koyacak, yenilginin nedenleriyle yüzleşecek. Sadece bir maç kaybedildi ve lig devam ediyor. Önemli olan ayağa kalkıp yeniden koşabilmek. Bu takım bu taraftar için bunu yapmalı. Son olarak geçmiş olsun Visca diyorum. Umarım en kısa zamanda aramıza döner. Ne yalan söyleyeyim yenilgiden daha çok Boşnak futbolcunun durumuna üzüldüm.