Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ocak’ta yayımladığı kararnameyle Prof. Dr. Melih Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atadı.

O gün bugündür üniversitenin hem öğrencileri hem de öğretim üyeleri karara tepki gösteriyor.

Bu tepkilere muhalefet de eklenmiş durumda.

Hatta olay tepkiden de öteye geçti ve eylemler artık farklı protestolara eviriliyor.

Millet canının derdine düşmüşken, ülkenin gündemi de doğal olarak bu eksene kayıyor.

***

Öncelikle, unutanlara şunu yeniden hatırlatmak gerekir ki Türkiye artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetiliyor.

İstesek de istemesek de vatandaşın oyu sandıktan bu şekilde çıktı ve artık yürürlükte ki yönetim şekli budur.

Dolayısı ile üniversitelere rektör ataması yetkisi de bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’dadır.

Hal böyle iken kalkıp da biz rektörümüzü kendimiz seçeceğiz diye istemezükçü davranışa soyunmanın akılla bağdaşacak bir tarafı yoktur.

Aynı zamanda diğer üniversitelerden ayrı tutulup rektörlük için seçim isteriz girişimi de gafletin dik alasıdır.

***

Bunun yanında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk önümüze sunulduğu dönem bu gibi sıkıntıların oluşacağı dillendirilirken kafasına kuma sokan muhalefet bugünlerde krizden beslenircesine olaya bayraktarlık yapmaya çalışıyor.

Ortaya çıkan sonuçtan rahatsız olan muhalefet keşke vatandaşın önüne Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için sandık koyulduğunda dersine iyi çalışsaydı da bunları tüm derinlikleri ile anlatsaydı. Zamanında sesini gür şekilde çıkartmayanların bugün ki açıklamaları sadece günü kurtarma ve gündem değiştirme çabasıdır.

***

Kanunlar da, atama da açıkça ortadadır.

Bana da sorsanız; üniversitelerdeki öğretim üyeleri kendi rektörünü seçmelidir derim.

Ancak ülkede vatandaşın çoğunluğu bizim gibi düşünmediği için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlükte. İşte bu yüzden; demokrasiye saygı duyulmalı, Boğaziçi’nde kantarın topuzu kaçırılmamalı.