Yeni yılın ilk günlerinde kimseye hem de hiç kimseye mutlu yıllar demeyeceğim.
Çünkü değişen bir şey olmayacak.
Günler aynı, aylar aynı, insanlar aynı, yalanlar aynı, dekorlar ve sahne aynı, oyuncular aynı, kandırılanlar ve kananlar aynı. Ve yine aynı olacak; sahte kahkahalar, sıra dışı böğürmeler aynı olacak. Bu ortamda değen ne olur ki?
Değişen sadece yıl veya yıllar olmamalı. Olumsuz duyguları, kin ve nefreti, saygısızlıkları güzelliklerle değiştirelim. Belki o zaman değişen bir şeyler olur.
2019 yılı bitti ve takvim yaprakları 2020 olarak değişti. İnsanlık yeni bir yıla girmiş olmanın heyecanını yaşıyor. Dostlar, arkadaşlar ve akrabalar birbirlerine sarmaş dolaş oluyorlar.
Kentlerde caddeler, sokaklar ve eğlence yerlerinde çılgınca kutlanalar bizlere ne anlatıyor? Bir tarafta ağlayanlar bir tarafta gülenler. Hep esir olduk zalim emperyalistlere.
Ülkemizde olsun dünyada olsun sayamayacağımız tüm olumsuzluklar, gözyaşı, açlık, işsizlik, hukuksuzluk varken yeni yılda değişen ne olacak? Ama biz yeni yılda, huzuru bekliyoruz. İnsanlarımızın yüzünde gülücükler bekliyoruz. Hukuk bekliyoruz, sevgi bekliyoruz!
Umut bağladığımız verilen sözleri bekliyoruz. Olur mu dersiniz? Ne haber var ne de bir ses! Peki, neden verdin bu vaatleri 2019?
Sıkı sıkı toka yaparken karşımızdakilere gülücükle seslenmeyi neden unuttuk?
Şimdi gel de “2020 hoş geldin.” diyelim. Diyelim ama yine değişen bir şey olmayacak. Ama bizler insanlık adına, hukuk adına verilen sözler adına yine de hoş geldin 2020 diyelim.
Güle güle 2019.