İnsanın maddi varlığı iş düşümüdür manevi yönümüzün... Buna göre insan olarak hayatımızı anlamlı kılan şey manevi yönümüzdür.
Sırlarının henüz eteklerinde dolaştığımız ruh ve kalp dünyamız ayrı bir değerler manzumesine ev sahipliği yapar. Bir dinimiz vardır ve elimizden geldiğince yaşamaya gayret gösteririz.
Tabii burada manevi değerler yapısı söz konusudur. Ahlak anlayışımız bizi bir dizi manevi değerin sahibi yapar. Bu iki değerler bütünü birbiriyle kopmaz biçimde bağlantılıdır.
İnsan sever, karşısındaki kişiye saygı duyar ve merhamet eder. Bu yönelimlerimizin her biri değer yargılarımızın kaynağıdır. Sevdiğimiz, güvendiğimiz, saygı duyduğumuz, merhamet ettiğimiz insanlara değer veririz.
Şu bir gerçektir ki; içinde yaşadığımız toplumun bireyleri ile kader birliğimiz vardır. Bu kader birliği; ortak bir yurt, ortak bir tarih, bir bayrak ve İstiklal Marşı'dır. Bu ortak değerler, ortak kaderin çizgisidir ki bu bağlantı noktalarından geçerek uzar, gider.
Değerler; toplum hayatının vazgeçilmez yapı taşlarıdır. Bu ortak değerlerin aşındırılması da toplumun kendine yapacağı en ağır ihanet ile eş değer olacaktır.
Biz spor adamları olarak, sportif faaliyetlerde bulunmak için yurtdışına gittiğimizde bunun bir turistik seyahat değil, ülkemizin üst düzeyde reklamını yaparak, bütün ülke vatandaşlarımızın sesi olmaya gayret göstermek için olduğunu biliriz, mantalite budur. Çünkü, ülke bireyleri ile biz aynı değerleri taşır, beraber sevinir, beraber üzülürüz; her ne kadar farklı görüşlere sahip olsak dahi, ülkemiz söz konusu olduğunda bizi ortak değerlerimiz bir arada tutar.
Bizler bunun için varız, bu değerleri dünya döndükçe yaşatacağız…