DALDAN DALA

İnternet yazılarıma okuyucularımın birçoğu yanıt verme gereği duymuşlar. “ Kaleminize sağlık, gönlünüze sağlık” diyenler var. Hoşuma gitti. Demek ki “adam gibi ” yazanlar bol bol okuyucu bulabiliyor. “adam gibi “ derken kendime pay çıkarmak istemedim. Yanlış anlaşılmaktan korkarım.

Bıkmadan usanmadan doğruları vurgulamaktan topluma güzel mesajlar vermekten bahsediyorum. Bir kez okunan, bir daha hatırlamayan gazeteci olmak istemem. “ Bebe Vekillerimiz Olacak” başlıklı yazıma gelen olumsuz tepkiyi çok beğendim.

Eski bir öğrencim diyor ki: Seksen yaşında beyninin üçte birini kullanan, o üçte birini de yurt dışı şirketleri için harcayanların bulunduğu bir mecliste varsın- zıpkın- gibi delikanlılar bulunsun. O delikanlıların aklını- çoğu zaman-belden aşağıda kullanacaklarına da inanmıyorum. Ne yalan söyleyeyim bu çıkış hoşuma gitti. Niye hoşuma gittiğini sonra anladım. Hatırlamaya çalıştım. O yazının sahibi öğrencilik yıllarında çok silik bir kişiliğe sahipti. Demek ki silkinti. Silkintinin de faydası oldu. Ben o yazımda Bebe Vekillerden söz ederken, iki dönemdir Vekillik yaptığı halde – yemin töreninin dışında- kürsüye bir kez bile çıkıp ta konuşma yapamayan 25 Vekilden bahsetmiştim. Dile kolay 10 sene Vekillik yapacaksın bir kez söz alıp kürsüde konuşmayacaksın. Sadece -emme basma tulumba gibi- parmak kaldırıp, parmak indireceksin. Bunun adına da Milletvekilliği diyeceksin. Olmaz böyle şey…

Böyle eğitim anlayış hiç olmaz. Yine mi? Eğitim diyenler var. Her yazıda eğitim, her programda eğitim. Kafamız karıştı. Kafamız aşure oldu! Kafaların aşure olması tek düze olmasından iyidir. Gelelim başka bir konuya..

Biz dürüstlüğün kitabını okuduk. Dürüstlüğün kitabını yazdık. Canımız pahasına da olsa biz dürüstlüğü savunduk. Yıllar önce bir öğrencim beni bana şikâyet etti;” Bize çok şey öğrettiniz ama hayali ihracatı, hırsızlığı, zengin olma yollarını göstermediniz” dedi. Haklıydı. Böyle yapsaydım okuldan okula sürülmez, görev başladığım okuldan emekli olurdum. Bu günde - en azından – ceketimi asmaya bir yerim olurdu.

Bir başka konu! Bu gün eğitim yazmayacağım dedim ya. Sonbaharın uzaması, Sıçakların devam etmesi de ülkemizde bir başka sorun. Dün akşam haberleri izlerken irkildim. İki tane kız öğrenci Bodrum’da denizde boğulmuş. Üzüldüm. Allah annelerine, babalarına sabırlar ihsan etsin. Ama işin başka tarafı var. Kız çocukları öğle teneffüsünde deniz kenarına inmişler, yüzmek isteyince boğulmuşlar. Nöbetçi öğretmenler hakkında soruşturma açmışlar. Hay Allah yine eğitim konusuna girmişim farkında olmadan. Eğitimsiz yazman ne kadar zormuş. Yetkim olsa- Yediden yetmişe- yüzme öğrenmeyi zorunlu kılardım. Dört tarafı denizlerle çevrili Ülkemizde halkımızın yüzde ellisi yüzme bilmiyorsa, oturup biraz düşünmemiz lazım. Kız erkek. Bu bir yaşam savaşı. Anlayış bu olmalı. Bu da bir eğitim işi. ..

Kısacası eğitimsiz hiçbir şey olmuyor. Parasız da eğitim olmuyor. Demek ki çağdaş toplumlar seviyesine çıkmanın yolu eğitimden geçer…