DAKKA BİR GOL BİR!
Daha sezon başlamadan Trabzonspor’un hazırlık maçlarında ortaya koyduğu futbol acımasızca birileri tarafından eleştirildi. Daha düne kadar yere göğe sığdırılamayan teknik heyet, futbolcular ve hatta ve hatta yöneticiler ‘dakka bir gol bir’ misali eleştiri yağmuruna tutulmaya başlandı. Her zaman söylenir altı çizilir ki, hazırlık maçları ölçü değil ama uyarıdır.
Ne kadar iyi olursanız olun yine de bir uyarı takım verir. Bu hep böyle olmuştur. Eksiklikler iyi görülür, yaranın pansumanı zamanla iyi yapılır. Buradan yola çıkarak herkes ölçülü bir şekilde eleştirisini yapmalı. Her zaman dediğimiz gibi tek yürek tek sesle takımın yanında olunmalı. Trabzonspor’u acımasızca eleştirerek sahiplendiğini sanan sosyal medyadaki arkadaşlarda gittikleri yolun yol olmadığının farkına varmalı.
HEP DESTEK TAM DESTEK
Trabzonspor’un yıllar süren özlemine son vermesinde onun yaptığı katkıyı kimse inkar edemez. Adeta Bordo-Mavili ekibin çehresini değiştiren takım olgusunun camiaya dibine kadar yaşatanda oydu. Abdullah Avcı. İlk geldiği günden itibaren benim ona karşı sihirli kelimem her zaman destek olmuştur. En ilk günki yerdeyim. İnatla inadına Abdullah Avcı diyorum. Bende kredisinin sonsuz olduğunu da açık yüreklilikle bu kelimelerin altına imza atarak ortaya bir kez daha koyuyorum. O nedenle Trabzonspor için büyük bir kazanç olan Avcı’nın izinden gitmeliyiz ki Kartalları, Aslanları ve Kanaryaları avlayalım. Yine hedefe doğru durmadan koşalım.
BU İKİLİ ÇOK CAN YAKAR
Edin Visca transfer edildiğinde Trabzonspor turnayı gözünden vurdu demiştim. O Visca öyle anlarda sahne aldı ki Bordo-Mavililer’in şampiyonluğunun kilidini açan 9 puanı takıma kazandırdı. Türkiye liglerinde bulunduğu kanatta üzerine oyuncu olmadığı gerçeğini de kimse inkar edemez. Şimdi böylesine önemli bir oyuncunun yanına en az onun kadar kaliteli Trézéguet geldi. Böylesine etkili iki silahı elinde olan takımlar rakiplerinden bir değil 3-5 adım önde olurlar. Çünkü ikisinin de kumaşı iyi. İki kanattan takımı şaha kaldıracak meziyette. Daha ne olsun.
GİTMEMELİ
Üsteki başlıktaki gibi üzerine basa basa yazıyorum. Uğurcan gitmemeli. Şampiyonlar liginin o büyülü müziğini taraftarlarının huzurunda kaptan olarak dinlemeli. Bir yıl daha kendisini parlatıp üst düzey liglerde üst düzey takımların yolunu tutmalı. Bunu görmek hem taraftar hemde kendisi fazlasıyla hak ediyor. Trabzonspor ile bütünleşen ve büyüyen Uğurcan Çakır gibi önemli bir ismin takıma kazandıracağı çok şey var. Bir yıl daha kendisini Uğurcan Çakır yapan yere o güzelliği yapmalı.