7 Mart 2019’da Cumhur İttifakı’nın adayı olarak Trabzon’a dair projelerini açıklayan Murat Zorluoğlu “Trabzon’un güzelliğine güzellik katmaya talibiz.” diyerek söze girmişti. Daha dün gibi hafızamızda...
Ve Başkan Zorluoğlu şehrin en büyük sıkıntılarından olan ulaşıma dair projelerini de şöyle özetlemişti: "İl merkezi ve ilçelerde tek merkezden yönetilen 16 yeni otopark yapılacak. Maraş ve Gazipaşa Caddelerinde araç ve yaya trafiği yeniden düzenlenecek. Trabzon'a yakışan yeni bir otobüs terminali ilk 2 yılda hizmete açılacak. Dolmuşların modernizasyonu, ilçe minibüs ve otobüslerine merkezde uygun park ve durak yerleri yapılacak."
Balık memleketi olsak da aynı oranda balık hafızalı olduğumuzdan bunları hatırlatma gereği duydum.
Şimdi gelelim konunun özüne.
***
Aylardır şehir içi dolmuş yenilenmesi tartışılıyor, ancak bu tartışmaya rağmen ne hikmetse bir türlü orta yol bulunamıyor.
“Modernizasyon” diye çıkılan yolda bugün görmekteyiz ki direksiyon 12+1’e kırılmış durumda.
Soralım o vakit...
Şehrin nüfusu ve duraklara düşen yolcu sayısı ortadayken dolmuşlara iki koltuk daha eklenince şoför esnafı o dolmuşlarla nasıl kar edecek, yenileyecekleri dolmuşların maliyetini nasıl ödeyecek?
Cevabını da ben vereyim: Bu sisteme geçildiğinde zaten çoğu borç batağında olan esnaf durakta yolcu alma sırasına değil de icrada borç ödeme sırasına girer. Dolayısıyla diretilen 12+1 sisteminin mevcut yapıdan hiçbir farkı yoktur.
Eğer bu gaflete düşülürse ne bir modernizasyon olur ne de dolmuş sayısı azalmayacağından ulaşımdaki sıkışıklığı gidermez. Kartlı ve çağdaş sisteme geçilmeyeceği gibi vatandaş yine “müsait bir yerde inmeye” devam eder.
***
Zira 17+1 sitemi uygulamaya sokulsa dolmuş sayısı azalır, vatandaşa da modern bir hizmet sunulmuş olur.
Şehre söz verilip seçim kazanılan bu vaatlerin lafta kalmaması için olması gereken 17+1’dir.
Böylece dolmuşlar engelli vatandaşa da daha uygun hâle getirilmiş olur. Kartlı sistemle de pekâlâ vergi kontrol altına alınır.
***
Sözün özü, bir masanın etrafını dolduracak sayıda şoför esnafı istedi diye şehrin geleceği karartılmamalı, bu fırsat kaçırılmamalıdır.
3-5 kişinin talebine karşılık sekiz yüz bin kişilik şehir nüfusu hiçe sayılmamalıdır.
Dağ fare doğurmamalıdır, hepsinden de öte vaatler lafta kalmamalıdır.