CÜRMÜ MEŞHUDUN ARDINDAKİ GERÇEK

Şehrin birinde sembol şahsiyetin heykeline bir karatavuk konmuş. Kar taneleri altında tüfeğiyle karatavuk avlayan avcı avını görünce dayanamayıp gez, göz, arpacık derken çekmiş tetiği. Karatavuğu vurmuş vurmasına da aynı zamanda heykelin başını da uçurmuş.

Durumu görenler şahsiyetin bir "cürmü meşhutta" bulunduğunu düşünüp şikayet etmişler. Adam yaka paça karakola götürülüp nezarete atılmış. Ertesi gün de hakim karşısına çıkartılmış.

Hakim son derece kızgın bir ses tonuyla, "Devletimizin kurtarıcısı, cumhuriyetimizin banisi bir önderin kellesini nasıl uçurursun" diye sormuş.

Avcı endişeli ama niyeti temiz bir bakışla hakime bakmış, "Haşa, benim böyle bir kastım yoktu. Heykelin başına kara tavuk konmuştu, onu avlamak maksadıyla ateş ettim ki böyle bir sonuç ortaya çıktı, niyette suçsuzum" demiş.

Hakim pek inanmamış avcıya. Hiddetini bozmadan, "Yalan söyleme, senin maksadın gerici, yobaz bir örgütün tetikçiliğiydi. Bize örgütünü söyle" deyince avcı işlerin iyice sarpa sardığını anlayarak cevabına kimsenin beklemediği bir gerekçe ekledi.

"Haşa dedim ya hakim bey. Ben karatavuğa av olsun diye değil, devlet başkanımzın başına pislediğini düşünerek ateş ettim. Meret hayvan amacına ulaşamadı ama anladım ki o hayırsız avla beraber ben de vuruldum. Anladım ki iyi niyetle yaptığım hamle, benim içimden geçtiği gibi sonuçlanmadı, affedin" dedi.

Hakim verilen cevaba güldü. Avcının gözüne baktı. Yalan yoktu. "Beraat" dedi.

Demek ki bazen çıplak gözle gördüklerimiz bile bizi yanıltabilir. Avcının elinde tüfek, ateşlenen silah, yere düşen baş...

Hepsi gerçek...

Ama o gerçeğin ardında bir gerçek daha var...

O da avcının niyeti..

Kötü mü iyi mi diye bakmak lazım..

Avcı geçmişinde bazı evlerde, mahzenlerde yobaz gruplarla toplantılara katılıp oralarda yemlenseydi, buralara ait fotoğrafları dosyasına konsaydı, hakim neticeyi gülerek değil kalemi kırarak bağlardı.

Şu da bir gerçek, hukuk adamının kanaati de önemli. Hiçbir delil olmadan, sadece olaya bakarak suçun karşılığı olan cezayı takdir de edebilirdi. Avcının anlatımları, gözlerinden damıttığı ya da damıtamadığı enerji, kelle yerde ya da yerinde olsa da değişebiliyor.

Yani görünenin ardında başka bir hakikat ya da başka kirli bir emel saklanabilir.

Kızım hukukçu olma yolunda ilk adımı attı. Bu yaşanmışlığı okuyarak bir dava önüne geldiğinde görünenin ardında başka hakikatler saklanmış mıdır diye şüpheci hareket etmesi gerektiğini anlar sanırım.