Psikolojide pek çok terapi kuramı vardır.
Günümüzde en çok tercih edilen terapi kuramları; bilişsel-davranışçı ve çözüm odaklı terapilerdir.
Bireysel sorunların terapisinde bilişsel-davranışçı terapi tercih edilirken, çift ve aile terapilerinde çözüm odaklı terapiler ilk tercihtir.
sadece psikoloji kliniklerinde değil tüm günlük işlerimizde çözüm odaklı hareket etmek en iyi sonucu verir.
Sürekli sorunları konuşmaktansa, çözüme odaklanıp bir an önce harekete geçmek kurtarıcı olacaktır.
Çözüm odaklı terapinin temelinde de sorunları konuşmaktan çok çözüme odaklanmak vardır.
Bu akımın temsilcileri ‘geçmişi konuşmak değil, geleceği planlamak sorunları çözer’ iddiasındadır.
Bu sebeple sorunları, geçmişin içindeki tartışmalarda boğularak değil geleceğe yönelik güzel davranışları planlayarak çözerler.
Geçmişi ancak güzel anıları hatırlayarak gelecekte de yaşanmasını sağlamak için kullanırlar.
Çözüm odaklı terapide 4 ana teknik kullanır.
1. HEDEF KOYMA: Mucize sorusu ile belirlenir. Bu akşam bir mucize olsa sabah hayatınızda neler değişirdi? Sorusu ile kişinin değiştirmesini beklediği konuları öğrenmiş olursunuz. Yani hayatındaki hedefleri belirlersiniz.
2. ÖLÇEKLENDİRME: Eşiniz, çocuklarınız veya arkadaşınız ile aranızdaki ilişkiye 10 üzerinden kaç puan verirsiniz? 4 puan ise 10 puana ulaşmak için yapılması gerekenler planlanır. Bazı çiftler 7-8 gibi puanları yeterli bulabilir.
3. İSTİSNALAR: Geçmişteki mutlu günler konuşulur. Balayı günleri , flort günleri veya tatil anıları gibi…
4. İLTİFATLAR: Çiftlerin sürekli birbirine iltifat etmesi sağlanır. Bunun için öncelikle her bir bireyden diğeri için beğendiği 5 özelliği anlatması istenir. Bu özellikler giderek çoğaltılır.
Çözüme odaklandırılan çiftler arsında aşk günleri planlanır. En az haftada 1 gün olmak üzere romantik bir akşam geçirmeleri istenir. Bu buluşmada sadece mutluluk anıları paylaşılır. Olumsuz konuşmalar yasaklanır.
Gerçekten ayrılmak istemeyen çiftlerde, bu uygulamalar çok iyi sonuç verir.
Ancak çözüm odaklı düşünce, sadece çiftler arasındaki sorunlara çare değildir. Mesleğimizde de sosyal tüm ilişkilerimiz, arkadaşlarımız ile ilişkilerimiz hatta sınavlarımızda da kurtarıcı olur.
Sınav kaygısına düşen öğrenci, geçmiş başarısızlıklarına takılmayı bırakıp gelecek sınavında başarılı olacağına inanmalıdır.
Hayatın her alanında çözüme odaklanmalıyız. Geçmiş sorunlar enerjimizi bitirmemeli. Geleceğe bakarak yeni projeler üretmeliyiz.