Kapital; para, ana mal; kapitalist, sermaye sahibi. Kapitalizm; üstte olanın,  altta kalanın üzerinde tepişerek kurdukları ekonomik düzen. Vahşi Kapitalizm, kodlarına paraya tapınma anlayışı sindirilmiş güncel kapitalizm.

Kapitalizm; sermaye birikimi, piyasa ekonomisi, rekabetçi pazar, sermaye piyasası vb. gibi kavramlar üzerinden 16. ve 19. yüzyıllar arasında kurumsallaştı. 19. ve 20. yüzyıllarda ise sermaye sahiplerinin siyasal düzene egemen olmayı başardığı post modern kapitalizme geçildi. Artık siyasal gücü sonuna kadar kullanma ayrıcalığını elde eden kapitalizm, adalet kavramından hızla uzaklaştığı için vahşileşmiştir.

Parayı verenin düdüğü çaldığı bu düzende; insanlığın kulağı sağır, gözleri kör edilmiştir. Dolayısıyla oluşturulan bu orman düzeninde insanlık, “beyaz İnsanların” avı durumuna düşürülmüştür. 

***

Ve şimdi kapitalist dünya corona saldırısını bir tsunami boyutuyla yaşıyor adeta. Covit 19’un yarattığı panik ve korku havası kapitalizmin tahtını sallıyor mu acaba?

Zira virüs:

Zengin fakir ayırımı yapmıyor, önüne gelene adil davranmıyor muydu?

Kapitalistleri de eve tıkmamış mıydı?

Sermayenin çaresiz, siyasi güçlerinin yetersiz kaldığını göstermemiş miydi?

Fabrikaları durdurmuş, çarklarına çomak sokmamış mıydı?

En sevdiklerini ellerinden almış altın tabutlarla avunun dememiş miydi?

Merkezi Çin gibi görünse de, Amerika’yı, Rusya’yı, İran’ı kısaca bütün dünyayı salgının içine almamış mıydı?

Kapitalizmin ümüğünü şıkmış, ciğerine oturmamış mıydı?

Bu ve benzeri bakış açıları, altta kalanlarda dünyanın bir anda eşitlendiği hissini uyandırdı. İlahi adalet bu olmalıydı.

Ve hemen sonra altta kalanlarda başka duygularda gelişmeye başladı;

Virüs “beyaz insanlarda:”

Adalet, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygularını geliştirmiş olmalıydı

Dünyayı tüketmenin kendilerini de tüketmek olduğunu kavratmış olmalıydı.

Doğanın sadece kendi egolarına hizmet etme alanı olmadığını anlamalarına yol açmış olmalıydı.

Dünyanın bu yükü kaldıramadığını artık frene basmak zamanının geldiğini göstermiş olmalıydı.

Olmalıydı, olmalıydı. Kısaca insani duygular çok hızlı bir şekilde gelişmiş olmalıydı.

Çok geçmeden gelişmelerin bu yönde olmayacağına dair işaretler gelmeye başladı. Kapitalistler kendilerini koruyacak özel izole alanları yaratmaya başladılar; adalar, malikaneler, yatlar virüs savar gibi görülmeye

başlandı, oysa alttakiler her zamanki yerindeydi. Bir tarafta test kitlerine sahip olan beyaz insan, diğer tarafta ekmek ve maske mücadelesindeki insanlık.

***

Taht sallanmış gibi görünse de, bunun aldatıcı olduğunu düşünüyorum hatta sürecin sonunda Kapitalizm güçlenerek çıkarsa şaşmamak gerek.

Buradan Kapitalist anlayışın yerini  “insani anlayışa” bırakacağını düşünmek ancak “insani bir hayal” olur.

Hayal kurmak da zararlı bir virüs değildir.