ÇAYKUR İŞÇİSİ BAŞBAKAN'A SES VERDİ

Başbakan Binali Yıldırım'ın geçen günlerde "Mevsimlik işçilerin çalışma şartları ve çalışma süreleri için çalışma yapılıyor" açıklamasından sonra telefonlarım susmadı.
Artvin'in; Borçka, Hopa ve Arhavi ilçelerinden onlarca tanıdık aradı.
Hele Kemalpaşa'dan "Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine benim gibi deli ol dünya senin kahrını çeksin" diyen Deli Günay'ın araması ayrı bir anlam taşıyor.
Rize'den akrabalardan birçok insan aynı hissiyatla telefonuna sarıldı.
Trabzon'dan, Giresun’dan arayanlar da cabası...
Çaykur'un mevsimlik işçileri yılardır 'ha yapıldı ha yapılacak' beklentisiyle iktidar partisi AK Parti'ye kesintisiz büyük destek verdi. Artvin'den Giresun'a kadar uzanan bir hatta her zaman en çok oyu AK Parti aldı. Bu hakikatler ışığında verdiklerinin karşılığını artık almak isteyen büyük bir kitle var.
Ne istiyor Çaykur işçisi?
Yılın dört ayını çalışarak geçiren bu insanlar aslında iki şey istiyor. Biri; dört aylık çalışma sürelerinin en az altı aya çıkarılmasını, ikincisi boş oldukları sürede sigorta primlerinin devlet tarafından yatırılmasını istiyorlar.
Çok şey mi istiyorlar Allah aşkına...
Bence isteklerini böylesine makul bir çizgiye oturtmuş bu insanların ancak eli öpülür. Yıl boyu çalışalım demiyorlar. "Yine mevsimlik olalım ama asgari geçim temini için altı ay barajını koruyalım. Zira bu talep hem devlete hem de işçiye zeval getirmeyecek bir taleptir" diyorlar.
Bence de yapılabilirliği olan bir talep...
Başbakan eğer 'evet'te bir patlama bekliyorsa ki bekliyor. Acilen Çaykur'un işçilerinin mevsimlik çilesini onların istekleri doğrultusunda bitirmesi gerekiyor.
Düşünün dört aylık bir çalışma için kendini Çaykur'a bağlayan kişi boş zamanlarında başka bir iş talep etse de işverenler, "Bizimle devamlı çalışamayacağın için seni..." diyorlar.
Yani dört aylık işe mahküm, başka iş bulması olası olmayan bir koca kitle...
Şartları düzelmezse bırakın emekli olmayı, emekliliği miras bıraksalar torunlarının dahi emekli olması mümkün olmayan bir kitle...
Bu insanlar artık avutulmasın. Seçimlerin sağılanları olmasın. Verilmiş sözler yerine getirilsin ki bunlar da gönül huzuruyla 'evet' bu bizim iktidarımız diyebilsin.
Herkes biliyor ki 'evet' iyi bir oranda çıkarsa Başbakan siyaseten "seçim yok" dese de Cumhurbaşkanlık sistemi için sandık çok yakın.
Asıl Çaykur işçisine vazife o zaman düşüyor. yeterki iktidar yapacağına uzun zamandır söz verdiği iki maddelik talebi yerine getirsin.
Yani altı aylık çalışma imkanı ve yıl boyu sigorta primlerini yatırma işini 16 Nisan'a yetiştirsin. Evet patlaması oluyor mu olmuyor mu o zaman görsün.
Bilinsin ki...
Karadeniz evet olur Ankara kıyılarına vurur.