Rıza Hoca’mız orta sahadaki yığılma yüzünden takıma giremeyen bazı oyuncuların mutsuz olduğunu ve bunun da sıkıntı yarattığını söylüyor.
Oynamayan oyuncu elbette mutsuz olur da, benim bu sözlerinden anladığım, bu oyuncuların takımın ahengini bozacak problemler çıkardığı yönünde.
**
Bu tür oyuncular için iki yol vardır.
Ya oynayanlardan daha iyi oynayıp formayı kapacaksınız..
Ya da devre arasında Trabzonspor’la yolları ayıracaksınız.
Sanırım yapılacak olan da budur..
Çünkü kimsenin mutsuz olmasını istemek gibi bir hakkımız yoktur!
**
Bu arada oynamayan mutsuzları bir yere kadar anlamak mümkün de, ya oynadığı halde bizi mutlu edemeyenlere ne diyelim.
Mesela Castillo.
Sürekli oynuyor, ama şu gençliğiyle, iziğiyle,hatta süratiyle şöyle 10-15 metre top sürüp çizgiye inerek 3-5 top kesemiyor.
Boş alandan rakip kaleye gitmek varken o ısrarla kalabalığın arasına dalıyor, topu bırakıp dönüyor.
Oysa oynatılma amacı belli.
Topu süratle karşı alana taşıyacak.
Galatasaray maçında bir kez kez yaptığı gibi..
**
Acaba diyorum,aynı görevi bir de Hugo Rodallega’ya versek. Tamam O’nun yeri orası değil ama , dripling özelliği de olan bir golcü daha sahada olsa acaba nasıl olur diye düşünmeden de edemiyorum.
**
Bu arada kalan 3 maçı kazanacak, hatta bu maçlardan 7 puan çıkaracak bir Trabzonspor ikinci yarıya liderin en fazla 5 puan gerisinden başlar.
Bu da Bordo-Mavilileri en az diğer adı geçenler kadar şampiyonluk yarışının içine katar.
Laken taraftarın da heyecanını biraz daha arttırması, medical park’ta en azından 30 binin altına düşmemesi lazım..