Dünya en gelişilmiş, en modern, aklı ve bilimi kullanan devletlerin soykırımını canlı canlı izliyor. Demokrasi ve insan haklarının beşiği olmanın yanında dünyayı düzene sokma iddiasındaki İsrail ve onun en büyük himayecisi ABD, bugün bütün dünyayı istediği gibi şekillendirip, yönlendirebiliyor.
Katliamlar yapıp, soykırıma varan trajedilerin baş aktörlüğünü bütün dünyanın gözünün içine baka baka canlı yayında çocuk, kadın, yaşlı, engelli ve sivil demeden öldürüyor, hem de bunu yıllardır sistemli bir şekilde yapıyor.
Para onlarda; gücün de onlarda olduğuna inanmışız, inandırılmışız. Günümüzde savaşları maalesef hep güçlüler kazanıyor. Hem de en güçlüler… Bizim, Türk ve Müslümanlar olarak; güç ve kudretin sadece ve sadece yüce Allah’ta olduğuna inancımız zayıflamış gibi. Bizler tarihimizde hiçbir savaşa güce inanarak girmemişizdir inanç bugün hiçbir Müslüman coğrafyasında ne yazık ki yok. Durum böyle olunca dünyanın her tarafı yangın, her yer toz bulutu, yıkık, dökük, viran ve gözyaşı. Dün Bosna’da, bugün Filistin'de soykırım var. Hani Batı çevreciydi, hani, hayvan haklarına öncüydüler, hani tarihe saygıları vardı, hani inanç özgürlüğü. Saydıklarımız bir tarafa bir şehri, bir ülkeyi bir coğrafyayı canlı bırakmayıncaya kadar yakıp yıkıyorlar, bunu da dünyanın gözünün içine baka baka canlı yayında yapıyorlar.
Ve bu görüntüler hayatımızın normal bir parçası gibi, ne garip, ne acı.
Yine bir katliam yaşanıyor dünyanın gözü önünde.
Bütün bunlar çağdaş, modern dünyanın gözü önünde olup, devam ediyor.
Yok ediş savaşı. Bu yok ediş ne yazık ki, katliam yapma hatta soykırım şeklinde tezahür etmektedir.
Peki ya seyreden milletler ve devletlere ne demeli. Mazlumun ahı olmayacak mı? Yüce Allah’ın intikam alıcı olunduğunu unutmayalım.
Demografik yapının değişimini varlığının güvencesi olarak gören İsrail, sınırları belirlenmemiş Yahudi vatanına, dünyadaki dindaşlarının/vatandaşlarının göçlerini temin ve teşvik etmek ve gelenleri yerleştirmek için sistematik olarak işgallere girişmektedir. Bu demografik değişim için Filistin’in Filistinsizleştirilme politikası uygulanıyor. Filistinlilerin evlerinin yıkılarak yeni Yahudi yerleşim yerlerinin açılması, sürekli işgal, Filistinlilerin sürgünü ve katledilmesi ile İsrail, yayılmacılığına engel olacağı için son derece tehlikeli olarak addettiği Ortadoğu’daki kalıcı barışı, sürekli olarak askıya alırken, tüm Yahudi yurdunun Yahudileştirilmesi için izlediği emperyal politikalar ile savaşı sürekli hale getirmiştir. Çatışmanın ve işgalin dindiği herhangi bir barış dönemi! ise sonraki savaş için bir hazırlık ve dinlenme dönemi olarak değerlendirilmektedir. Dolayısı ile asıl olan bir “sürekli savaş hali”dir.
Bu katliamın sorumlusunu İsrail’den başkasında arayanlar yanlış yoldadır. Ortakları da ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi destek olan Avrupa ülkeleridir.
1453’te Sultan Fatih'in İstanbul'un fethi karanlık Orta Çağ'ın kapanması ve yeni bir çağın başlangıcına sebep olmuştu. Umuyorum ve dua ediyorum ki, Filistinli katledilen binlerce masumun ahına, ketline ve soykırımına canlı yayın da şahit olan insaflı, vicdanlı ve izan sahibi insanlar kıta, ülke, din, irk ve millet gözetmeksizin dur diyecek. Onların zulüm düzenine son vermek için o katliamın, soykırımın ve insanlığın utanç görüntülerini unutmayarak gereğini yapacaktır.
En kısa zamanda İnşallah…