Değerli Basın Emekçileri,

Adalet talebinin her şeyin önüne geçtiği bir dönemde, yargının bağımsızlığı ve yargı emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ediyoruz. Adli yıl açılışı sürecinde, adliyeler önünde düzenlediğimiz eylemler ve etkinliklerle, yargı emekçilerinin çözülmeyen sorunlarını kamuoyuna ve yetkililere duyurmaya devam ediyoruz.

Yargı yılı açılışlarıyla birlikte yargı adaletsizliği derinleşmeye devam etmekte, vatandaşlarımızın hak, hukuk ve adalet talebi için adliyelere başvuruları artmaktadır. Ancak yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedeli, dava açma harçları ve avukatlık ücretleri sürekli artmakta, yıllarca süren dava süreçleri vatandaşların beklentilerini zayıflatmaktadır.

Ülkemizde yaşanan yoksullaşma ve gelir eşitsizliği ile birlikte yargının iş yükü artmakta ve içinden çıkılamaz bir hale gelmektedir. Siyasi iktidar, yargı reform paketlerini açıklamaya devam etse de, bu paketler yargı emekçilerinin sorunlarına çare olmaktan uzak kalmaktadır. Yargı reformları, yargı emekçilerinin ağır iş yükü altında ezilmesini görmezden gelmektedir.

ÇARPPIK YARGI SİSTEMİNİN BEDELİ YARGI EMEKÇİLERİNE ÖDETİLEMEZ!

Yargı sisteminin bağımsızlığını kaybetmesi, periyodik olarak çıkarılan yargı paketleri, dava sayılarındaki artış ve uzun dava süreçleri, yargı emekçilerinin çalışma koşullarını zorlaştırmaktadır. İş yükü, mobbing, keyfi soruşturmalar ve mesai kavramı gözetilmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçileri, ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmemesiyle üvey evlat muamelesi görmektedir.

Yargı emekçileri, açlık ve yoksulluk sınırı arasında bir ücret almakta ve 2009 yılından bu yana ekonomik haklarında ilerleme sağlanmamıştır. 2009'da yasalaşan 3717 sayılı Yasa ile kazanılmış havuz paraları kaldırılmıştır. Yargı emekçileri, bu kâbustan uyanmak ve sendikamızca yıllardır gündemde tutulan taleplerinin gerçekleşmesini istemektedir.

Adalet talebinin her şeyin önüne geçtiği bir dönemde, yargının bağımsızlığı ve yargı emekçilerinin sorunlarının çözümü için yıllardır mücadele ediyoruz. Adli yıl açılışı sürecinde, adliyeler önünde düzenlediğimiz eylemler ve etkinliklerle, yargı emekçilerinin çözülmeyen sorunlarını kamuoyuna ve yetkililere duyurmaya devam ediyoruz.

Yargı yılı açılışlarıyla birlikte yargı adaletsizliği derinleşmeye devam etmekte, vatandaşlarımızın hak, hukuk ve adalet talebi için adliyelere başvuruları artmaktadır. Ancak yargı hizmetlerine ulaşmanın ekonomik bedeli, dava açma harçları ve avukatlık ücretleri sürekli artmakta, yıllarca süren dava süreçleri vatandaşların beklentilerini zayıflatmaktadır.

Ülkemizde yaşanan yoksullaşma ve gelir eşitsizliği ile birlikte yargının iş yükü artmakta ve içinden çıkılamaz bir hale gelmektedir. Siyasi iktidar, yargı reform paketlerini açıklamaya devam etse de, bu paketler yargı emekçilerinin sorunlarına çare olmaktan uzak kalmaktadır. Yargı reformları, yargı emekçilerinin ağır iş yükü altında ezilmesini görmezden gelmektedir.

ÇARPPIK YARGI SİSTEMİNİN BEDELİ YARGI EMEKÇİLERİNE ÖDETİLEMEZ!

Yargı sisteminin bağımsızlığını kaybetmesi, periyodik olarak çıkarılan yargı paketleri, dava sayılarındaki artış ve uzun dava süreçleri, yargı emekçilerinin çalışma koşullarını zorlaştırmaktadır. İş yükü, mobbing, keyfi soruşturmalar ve mesai kavramı gözetilmeksizin çalışmaya zorlanan yargı emekçileri, ekonomik, özlük ve sosyal haklarının düzeltilmemesiyle üvey evlat muamelesi görmektedir.

Yargı emekçileri, açlık ve yoksulluk sınırı arasında bir ücret almakta ve 2009 yılından bu yana ekonomik haklarında ilerleme sağlanmamıştır. 2009'da yasalaşan 3717 sayılı Yasa ile kazanılmış havuz paraları kaldırılmıştır. Yargı emekçileri, bu kâbustan uyanmak ve sendikamızca yıllardır gündemde tutulan taleplerinin gerçekleşmesini istemektedir.

ARTIK YETER! SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ!

Sibel Suiçmez'den Şalpazarı'ndaki Arazi Satışına Sert Tepki Sibel Suiçmez'den Şalpazarı'ndaki Arazi Satışına Sert Tepki
  • Ayrım yapılmaksızın tüm yargı emekçilerine mesai ücreti ödenmelidir.
  • Ulaşım ücretleri tüm illerde verilmelidir.
  • Havuz paralarının, yargı emekçilerine yönelik düzenlemelerle ödenmesine yeniden başlanmalıdır.
  • İş yükü nedeniyle personel alımı yapılmamakta ve mevcut personel baskı altına alınmaktadır. Yeterli personel istihdamı sağlanmalıdır.
  • Yargı emekçileri, 2802 sayılı Yasadan çıkarılarak, diğer kamu görevlileri gibi 4483 sayılı Memurun Muhakâmatı Kanunu'na tabi olmalıdır.
  • Mobbinge maruz kalan personelin durumunun değerlendirilmesi ve mobbing uygulayan amirler için yaptırımlar getirilmelidir.
  • Yargı kurumlarında kreş açılmalıdır.
  • Liyakat esas alınmalı ve görevde yükselme, unvan değişikliği sınavlarıyla kurum içinden atamalar yapılmalıdır.
  • Yargı hizmetleri sınıfı oluşturulmalı, kadro ve unvanlar yeniden tanımlanmalıdır.
  • Cinsiyetçi iş bölümü yapılmamalıdır.
  • Banka promosyonları ekonomik şartlara uygun olarak güncellenmelidir.

Büro Emekçileri Sendikası olarak yargı emekçilerinin taleplerinin karşılanması ve bağımsız bir yargı sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Tüm yargı emekçilerini taleplerine ve bu haklı mücadelemize sahip çıkmaya çağırıyoruz!

02.09.2024

Yaşasın BES!
Yaşasın KESK!
Yaşasın onurlu mücadelemiz

Ayhan KANBER
Büro Emekçileri Sendikası Trabzon Şube Başkanı

Editör: Gözde Üçüncü