BURASI AKÇAABAT!..
Genel Merkez tarafından adaylığı açıklanan Emre Akgün’ün tek aday olarak girmesi beklenen seçim nelere gebe olacaktır bilemem ama, seçimden sonra konuşulması muhtemel birkaç konuyu da burada sizinle paylaşayım istedim.
Öncelikle lise mezunu şartı çok konuşuldu.
Muhtemelen hafta içerisinde de konuşulacak. Lise mezunu olup partide gelecek umanlar, büyük bir hayal kırıklığı içerisindeler. “Bize sadece hamallık mı düşecek?” diyenden, “Diploma eşekliği gidermez” diyene kadar pek çok yorum yapan var bu konuda.
Ben de aynı kanaatteyim.
Diploma değil, kalite ve liderlik öne çıkmalıydı bu seçimde.
Gelelim ikinci mevzuya...
Başkanlık için adaylığını resmen açıklayan iki genç kardeşimiz vardı: Hacı Hakkı Kahraman ve Zekeriya Altın. Medeni cesaretlerini biz takdir ettik ama yıllarca Gençlik Kolları’nda aktif olarak görev alan bu iki genci Genel Merkez görmezden geldi.
Ankara’ya dahi çağrılmayan bu gençlerden birinin ya da ikisinin kongrede aday olmasına ben şaşırmam.
Bir diğer ve benim en çok önemsediğim mevzu ise Emre Akgün kardeşimizin bu görev için adaylığının mümkün olup olmadığı.
Çünkü Emre Akgün halen hem Akçaabat Belediyesi Meclis Üyesi hem de Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi.
Bu göreve talip olacak parti başkanlarının ve yöneticilerin ilgili mevzuat gereği istifa etmelerinin bir zorunluluk olduğu söyleniyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun kararı böyleydi.
Nitekim son Mahalli İdareler Genel Seçimi’nde yöneticiler bile aday adaylığı için istifa etmişlerdi.
Peki bunun tersi de aynı olması gerekmez mi?
Yani iki makamın bir kişinin uhdesinde toplanamayacağını anlayamaz mıyız bundan?
Yine bu konuda parti tüzüğünün bir maddesi var kafa karıştıran.
Tüzüğün 46. maddesinin 15. fıkrası aynen şöyle:
“Siyasi partilere üye olmasında yasal sakınca olmayıp, bir kamu kurum ve kuruluşunda veya bunlara bağlı şirket, teşebbüs, teşekkül, iştirak veya kuruluşlarda görev veya hizmet yapan kişiler, bu görev ve hizmetlerinden ayrılmadıkça kongrece seçimi yapılan parti organlarına başkan olarak aday olamaz veya aday gösterilemezler.”
Akçaabat Belediyesi ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi bir kamu kurumu değil mi?
Peki, Emre Akgün burada hizmet yapmıyor mu?
İkisine de vereceğimiz cevap evet.
Peki o halde Genel Merkez Akgün’ü buna rağmen nasıl aday gösterdi?
Demek ki onlara göre olabiliyor muş!..
Osman Çavuş’un Sendika Başkanlığı’nı görmezden gelen Genel Merkez bu kez de Akgün’ün meclis üyeliğini mi görmezden gelecek!..
Ama iş böyleyse tüzüğün o maddesini herkes ezberledi artık.
Tüzüğün o maddesi çok su kaldırmaz mı?
Akgün seçildikten sonra İlçe Seçim Kurulu’na verilecek bir dilekçe ile adaylığı düşerse ne olacak?
Bunlar muğlak konular ama ben yine de şimdiden uyarmış olayım.
Akgün olmaz diyen partililer bari ikinci adamı da Akgün gibi sağlam bir isim olarak belirlesin.
Derim!..
AKÇAABATLILAR VAKFI TOPLANTISI...
Akçaabatlılar Vakfı hem kendi üzerindeki hem de Akçaabat’ın üzerindeki ölü toprağını atmak için hummalı bir çalışma ve fikir üretme sürecine girdi.
İlk etapta Akçaabat’a bir üniversite kazandırılması için kolları sıvayan ve bir lobi oluşturmaya çalışan vakıf, daha güzel ve güçlü bir Akçaabat oluşturmak amacıyla da paydaşlarıyla bir toplantı organize etti.
Ben de toplantıya katılanlar arasındaydım. İyi ama maksadını aşan bir toplantı olduğu kanaatindeyim.
Amaçlananın orada yapılan olduğunu zannetmiyorum.
Evet birkaçımızın yüreğinin şişi indi -bu şiş inmesine ben bile sevindim- ama böylesi ucu açık toplantıların yararından çok zararı da var şüphesiz.
Daha kapalı uçlu bir toplantı çok daha iyi olurdu kanaatindeyim.
Kaldı ki enerjimizi bir araya getirmek için yaptığımız toplantı ayrışmalara zemin hazırlamamalı.
Bu konuda toplantı içerisinde sağduyulu davranan Belediye Başkanı Türkmen’e ve -hayatta yapacağıma inanmazdım ama- Milletvekili Bıyıklıoğlu’na teşekkür ederim.
MİLLİ EĞİTİM VE MÜDÜR SEÇİMİ
Onca yıllık müdürlerin görevlerinden alınmasıyla başlayan yeniden yapılanma sürecinde müdür adaylarını sınava tabi tutan Trabzon Milli Eğitim Müdürlüğü gerçekleştirdiği mülakat sonuçlarına yapılan itirazları da değerlendirdi.
Meğer, komisyonlarımız milimetrik bir puanlama yapıyorlarmış; sonuçlar açıklanınca öğrendik bunu.
Biz öylesine seçilmiş 3 soruya verilen cevaplarla nasıl puanlama yapıldığını merak ederken meğer alınan cevapların milimetrik yansımaları da oluyormuş.
Çünkü, açıklanan sonuca itiraz eden müdür adaylarının düzeltilen puanları bunları gösteriyor.
Mesela 80,00 aldığı açıklanan Abdurrahman Küçükbekar’ın yeni notu 80,80 olmuş. 80,40 puan alan Ömer Özden’inki ise 80,60. Süleyman Gerigelmez’e ise 0,60 puan fazla verilmiş; puanı 75,00’ten 74,40’a düştü.
Biz de komisyonları zerrenin hesabının görüleceği ilahi divana havale ediyorduk oysaki.
Meğer onların terazisi de neredeyse ona eşdeğermiş; baksanıza zerreyi bile gözden kaçırmayıp hesaplamışlar da öyle açıklamışlar. Bu mizana laf mı denir..