EĞİTİM

Burak Turhan: "İktidar eğitimi bir hak değil, ticari bir meta olarak görülüyor"

Saadet Partisi Ortahisar İlçe Başkanı Burak Turhan, Türkiye'deki eğitimin dikkat çektiğini, iktidarın eğitimde kaldığı süre boyunca değersizleştirdiğini ve yolculukların ağır bir yüke dönüştüğünü belirtti.

Saadet Partisi Ortahisar İlçe Başkanı Burak Turhan Türkiye'deki eğitimin dikkat çektiğini, iktidarın eğitimde kaldığı süre boyunca değersizleştirdiğini ve yolculukların ağır bir yüke dönüştüğünü belirterek basın açıklaması yaptı

Değerli basın mensupları ve kıymetli vatandaşlarımız;

Bugün burada son dönemlerde Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan eğitim alanındaki derin krizleri konuşmak için toplandık. Öncelikle belirtmek isteriz ki;eğitim, bir milletin geleceğini şekillendiren, geçmiş ile geleceği arasında köprü kuran en temel unsurdur. Ancak ne yazık ki, ülkemizde bu temel hak iktidarın yanlış politikaları yüzünden bilerek ve isteyerek göz ardı edilmekte,çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği karartılmaktadır. Bu kazara ya da bilinmeyerek yapılan bir uygulama değil aksine bile isteye-göz göre göre yapılmaktadır. Çünkü eğitimden onlar ki korkuyorlar, sorgulanmaktan, eleştirilmekten, karşı çıkılmasından korkuyorlar. Bundan ötürü ellerinden geldiğince tüm sistemlerin içerisini boşaltarak mankurt bir sistem kurmaya çalışıyorlar.

Sevgili arkadaşlar;
İnsan Hakları Beyannamesinde de belirtildiği gibi eğitim; bir lüks değil, her bireyin en doğal hakkıdır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, bu hakkı kullanabilmek için ciddi bedeller, fahiş fiyatlar, akıl almaz fedakarlıklar yapmakzorunda kalıyoruz. Kırtasiye ürünlerinden okul kıyafetlerine, giyim ücretlerinden servis ücretlerine, ders kitaplarından eğitim materyallerine kadar her şey ama her şey ailelerimizin bütçelerini sarsacak kadar pahalı hale gelmiştir. Bu vicdansızlıktır, bu halkına sırtını çevirmektir.. 
Bir çocuğun eğitim masrafları, asgari ücretle geçinen bir ailenin karşılayamayacağı seviyelere ulaşmıştır. Kırtasiye fiyatları, son yıllarda astronomik seviyelere çıktı. İstatistiklere göre, kırtasiye fiyatları son bir yılda %150'nin üzerinde artış göstermiştir. Eğitimle ilgili harcamalar bir yük olmaktan çıkıp adeta bir yıkıma dönüşmüştür.

Değerli Katılımcılar;
Bu ekonomik darboğaz üstelik sadece eğitim maliyetleriyle sınırlı değil. Eğitimdeki eşitsizlikler de her geçen gün derinleşmektedir. Özel okullar ile devlet okulları arasındaki fark giderek büyüyor. Bir yandan lüks okullarda en son teknolojiyle eğitim gören çocuklar, diğer yanda kalabalık sınıflarda, yetersiz imkanlarla geleceğe hazırlanmaya çalışan çocuklarımız var. Bir yandan enerci enerci diye devleti zarara uğratanların üstelik bunca şeye rağmen tahliye edilenlerin çocukları lüks arabalara binerek en pahalı okullarda okurken diğer tarafta toprak damlı evlerde, ayakkabıları yırtık, utançtan başını eğip yürüyen çocuklar aynı sınavlara girerek aynı koşullarda değerlendirilecek ve hayatları belirlenecektir. Sizlere soruyorum bu adalet mi, bu hakkaniyet mi, çünkü bizler bu uygulamaların adını koyamadık. Görüldüğü üzere bu tablo, sosyal adaletsizliği ve ayrımcılığı körüklemekte, zengin ile fakir arasındaki uçurumu daha da derinleştirmektedir.

İktidarın eğitim politikaları, bilinçli bir şekilde eğitimi değersizleştirmekte ve yok etmektedir. Ekonomik politikalar ise dar gelirli vatandaşlarımıza daha da büyük bir yük bindirirken bu zorlu süreçten sadece belirli kesimler kazançlı çıkmaktadır. Eğitimin bir hak olarak değil, bir ticari meta olarak görülmesi toplumsal vicdanı, ahlakı derinden yaralamaktadır.

Biz, Saadet Partisi olarak bu duruma kayıtsız kalamayız. Eğitimdeki bu büyük kriz sadece ekonomik bir sorun değildir. Bu; milletimizin geleceğine, çocuklarımıza ve gençlerimize yapılan büyük bir haksızlıktır. Bilindiği üzere eğitime yapılan her yatırım, geleceğe yapılan bir yatırımdır; ancak mevcut iktidar bu gerçeği göz ardı etmektedir. Onlar bu gerçeği reddettikçe, gün gelecek içini boşalttıkları tarih kitaplarında bile adları geçmeyecek. 

Bir diğer belirtmek istediğimiz hususta;
Yerel Yönetimlerin de bu konuda duyarlı davranması gerekir. Buradan tüm yerel yönetimlere çağrıda bulunuyoruz: İl ve ilçe belediyeleri bölgelerindeki yardıma ihtiyaç olan aileleri tespit ederek kırtasiye, öğün yemeği gibi destekleme girişimlerinde bulunmalıdırlar. Bu konuda yapılacak ve atılacak olan her adımda bizler parti ayrımı yapmaksızın, kim olursa olsunonların yanında olup elimizdeki verileri onlarla, ortak çözüm politikaları bulmaya hazırız. 

Son olarak, umut ve ümit ediyoruz ki bir an önce eğitimde fırsat eşitliği sağlanır, kırtasiye ve eğitim masrafları erişilebilir seviyelere çekilir. Aksi takdirde, geleceğimizi inşa etmesi gereken çocuklarımız, bu sistemin mağduru olmaya devam edecektir. Ama buradan tüm kardeşlerime seslenmek istiyorum. Sakın umutsuzluğa, ümitsizliğe kapılmayın. Çünkü bizler varız. Derdiniz derimiz, mutluluğunuz mutluluğumuzdur. Evvel Allah el birliğiyle bu karanlık zihniyeti yıkıp yerine Saadet’li günler inşa edeceğiz. Sizlere her gün dert ve tasayla uyanacağınız bir ülke değil; mutlu olacağınızın geleceğinizin güvence altına alınacağı bir ülke inşa edeceğiz.