Trabzonspor’un şampiyonluk ipini göğüslemesinin ardından bu sezon kötü bir performans içerisinde olacağını sadece ben değil kimse beklemezdi. Bordo-Mavili takımın büyüklüğüne yakışmayacak sonuçlara imza atıldı. Neredeyse tüm müsabakalarda takım kendini öyle kaybediyor ki biranda rakip önünde 3-4 gol yiyecek bir duruma gelebiliyor. Rakibin kim olduğu ise hiç fark etmiyor. İçerde dışarda kaybediyor. Özellikle deplasman performansı ise tam bir fiyaskoydu. Trabzonspor, Süper Lig'de deplasmanda oynadığı son 9 maçın 8'ini kaybederken, bu süreçteki tek galibiyetini ise ligden çekilen Gaziantep FK'nın hükmen mağlup sayıldığı mücadelede elde etmiş. Olacak gibi değil. Uzun yıllardır böyle kötü bir Trabzonspor hiç izlememiştik doğrusu. Bir amatör takımın bile yapmayacağı hatalar yapılırken, kaleden forvete kadar her yerde ciddi ağrızalar meydana gelmesi dikkat çekti. Takımın neresinden tutsan elinde kalıyor. Bu takım nasıl düzelecek? Gerçekten bu Trabzonspor’un işi zor.
UMURLARINDA DEĞİL
Trabzonspor gerçekten son maçlarda yerlerde sürünür duruma geldi. Son 8 deplasman maçını kaybeden Bordo-Mavili ekip bu periyotta beraberlik bile elde edemedi. Evinde de zar zor kazanan bir duruma gelen Trabzonspor’da bakıyoruz bu durum sanki kimsenin umurunda değil. Bordo-Mavili ekibin idmanlarına bakıyoruz futbolcuların mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. Sanki hezimete varan sonuçları elde eden bu oyuncular değilmiş gibiydi. Eskiden bırakın iki maç üst üste yenilgiyi bir beraberlik alındığında bile adeta kıyamet kopardı ve futbolcular başlarını yerden kaldırılmazlardı. Şimdilerde ise futbolcuların bu kötü gidişe rağmen bu kadar rahatlık içerisinde olmaları bizleri çok şaşırtıyor doğrusu. Kaybetmeyi alışkanlık haline getiren ve bu durumdan en küçük bir kaygı duymayan bu oyuncu kadrosuna birileri artık bu giydiklerinin Trabzonspor forması olduğunu hatırlatmaları gerekiyor. Bunu da yapacak olan kişi başta Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulu üyeleridir. Başkan artık yumruğunu masaya vurmalı ve futbolcuların vurdumduymazlıklarından hesap sormalıdır.
DERS ALMALI
Trabzonspor’un Hırvat teknik adamı Nenad Bjelica’dan çok umutluyduk. Bu dönemde büyük bir düşüş içerisinde olan Bordo-Mavili takıma bir katkı sağlayacağını düşünüyorduk. Ama bu beklentilerimizin ne yazık ki bu zamana kadar karşılanmadığını söyleyebiliriz. Abdullah hoca olmak üzere geçici olarak görev alan teknik adamların yönetiminde Trabzonspor nasıl ise şuanda da takım aynı yerinde. Bjelica’nın göreve gelmesiyle birlikte takımda en küçük bir değişiklik göremedik. Bu da gerçekten gelecek adına hoca ile ilgili kaygılarımız artırdı. Tabiki belki hocayı eleştirmek için erken diyenler olabilir. Ama ışığı göremeyince bu kaygılarımızdan da bahsetmekten geçemiyoruz. Teknik patron Nenad Bjelica’nın teknik ve taktiğini geçtik ancak oyuncu seçimleri çok tartışılır durumda. Tamam, hocamız gelecek sezonun planlaması doğrultusunda devam edeceği futbolculara daha çok forma verme çabası içerisinde. Ancak bunu yaparken de ölçülü yapmalı. Gelecek sezonu düşünürken bu sezonda takım bu kadar aciz durumlara düşürülmemeli. Birde mevkisinde zaten verimsiz olan oyuncuları farklı mevkilerde denemek büyük bir risk doğuruyor. Hocamız bu geride kalan haftalardan gerekli dersi almalı. Kim formayı hak ediyorsa o giymeli. Aksi taktirde böyle gitmez. Fırtına, Fatih Karagümrük’ü de evinde yenerken, attığı ilk iki golde konuk ekibinin kalecisinin bariz hatasından kaynaklandı dersek herhalde yanlış bir yorum yapmamış oluruz diye düşünüyorum.
BİR KARAR VERİN
Türkiye’de her yıl yabancı futbolcu sınırının ne olacağı konuşuluyor. Türkiye’de bir türlü yabancı futbolcu sayısı konusunda kesin bir karar alınamıyor. Türkiye’de futbolun daha iyi yerlere gelebilmesi için neler yapılması yönünde kafa yorulması beklenirken yabancı futbolcu sayısı sınırsız mı olsun yoksa kısıtlansın mı şeklinde gereksiz bir şekilde tartışma içerisinde olunuyor. TFF kulüplerle istişare ederek artık net bir karar alıp bunu uzun süre hayatta tutmalıdır. Şimdi gelecek sezon için yabancı futbolcu konusunda kararın açıklamasıyla birlikte tartışmalar şimdilik bitti. Ancak bu tartışmalar bir dahaki sezon yeniden başlayacak. Her yıl bu tartışmaların yaşanması Türk futboluna bir şey kazandırmayacağı gibi zarar vermekten öteye geçmeyecektir. Gündemi sürekli yabancı futbolcu sayısı meşgul etmemelidir.
YAPILMASI GEREKEN BELLİDİR
Son dönemde yabancı futbolcu sayısının düşürülmesi yönünde görüşler ortaya atılıyor. Tabi bu görüşe sahip olanların kim olduğunu da iyice araştırmak gerektiğini düşünüyorum. Türk futbolunun daha iyi yerlere gelmesinin yolunun yabancı futbolcu sayısını sınırlamaktan geçiyorsa hiç vakit geçirilmeden bu düşünce hayata geçirilmelidir. Ama yabancı futbolcu sınırlaması getirmekle Türk futbolunun ayağa kalkmayacağı ortadır. Kimse kimseyi kandırmasın. Kafamızı Türk futbolunu daha iyi yerlere nasıl getiririz gibi konularla yormalıyız. İşte o zaman her şey çok daha güzel olacaktır.
KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARILMAMALI
Yabancı sınırlandırması getirmek ekonomik olarak da Türk futboluna bir karı olmayacaktır. Şöyle ki şu anki sistemde bile az kendini gösteren bir Türk futbolcunun ne kadar yükseklerden uçtuğunu herkes çok iyi görmekte. Yabancı futbolcu sınırlaması olmaması kulüplerinde bütçelerine göre transfer yapma şansı sağlar. Ancak buna sınırlama getirirseniz işte o zaman kulüplerin işi oldukça zorlaşır. Değere binecek Türk futbolcularını transfer etmek de el yakacaktır. Ayrıca bu sınırlandırma İstanbul takımları ile Anadolu takımları arasındaki uçurumun yeniden açılmasına neden olacaktır. Eğer bir karar alınacaksa bu çok fazla bir şekilde gözden geçirilmelidir. Kaş yapayım derken göz çıkarılmamalıdır.