Sivasspor maçındaki vasat futboldan sonra, ateşli bölgeden uzaklaşmak isteyen Kayserispor’u sahasında ağırlayan Trabzonspor, oyuna başlar başlamaz daha ilk dakikalarda Hüseyin Türkmen’in büyük hatasından topu ağlarında gördü.
İlk 15 dakikadan sonra oyun hakimiyetini eline geçiren Bordo-mavililer, daha derli toplu rakip kale önlerinde ataklarını sıklaştırdı. İsabetli paslarla daha hızlı düşünerek pozisyon üreten takım hüviyetine girip Bakatekas ile golü buldu. Trabzonspor, tamamen kapanan Kayserispor’u kendi alanında tutmayı başarmayı ilk yarı boyunca sürdürdü.
Rakip Kayserispor küme düşmeye yakın takımların içerisinde olmanın psikolojisi içerisinde golü bulduktan sonra skoru koruma adına anında geri yaslanmayı, ön plana çekerek kontra ataklarla ikinci golü amaçlar olsa da Trabzonspor’un uyumlu defansı yerli yerinde rakibin tüm ataklarını pasifize etmeyi başardı.
İlk yarı Sivasspor ve de Erzurumspor maçındaki silik oyunundan daha farklı bir oyun anlayışı içerisinde görünen Trabzonspor kendi oyun kurgusunu rakibine kabul ettirmiş olsa da ilk yarıda ikinci gole yanaşamadan devreyi 1-1 le bitirdi.
İkinci yarı yine kalabalık defans yapan Kayserispor karşısındaki Trabzonspor oyun hakimiyeti elinde olarak sağlı sollu ataklarla oyunu Kayserispor kalesine yıksa da 1-1’lik skoru bir türlü bozamadı.
İki kez mükemmelin ötesindeki gollere yanaşmış olsa da kale direkleri buna izin vermedi.
Bence bu maçta sahada görev alan kadro belki de şu ana dek Trabzon sporun sahaya sürdüğü en ideal kadro idi.
Sadece Marlon’un gerek ataklarımızda gerekse de kendi alanını kollamasındaki eksikliğinden ötürü anlaşılmıştır ki Marlon bu takımın futbolcusu değildir.
Bu tür maçlarda küme düşme potasındaki takımlarla şampiyonluğa oynayan takımlarla oynanan maçlar arasında bir fark yoktur.
Maçın kırılma anlarındaki son vuruşların bir tanesini gole çevirebilseydik bir dokuz bir oynayan Kayserispor’u kendi kaderi ile üç dört kez baş başa bırakabilirdik.
‘Olmadı olmuyor’ demekte çıkış yolu değildir ...Lakin Trabzonspor’un da Kayserispor’dan üç dört gömlek daha iyi oynadığı, ilk on beş dakikadan sonra oyunu hep önde getirdiği de bir gerçektir.
Biz üç puanı düşünürken rakipte alınacak bir puanı düşünüyordu.
Başarmaya çok kez yanaştık bir türlü ikinci gole yanaşamadık.
Bazen iyi bir mücadele, kazanma arzusuna sahip olursun kazanamazsın.
Bazen de normal bir maç oynarsın kazanırsın.
Adı oyun. Oyunun şeklini bozamazsan, rakibi sahasında eksik yakalayamazsan, daha yoğun baskı ile rakibi hataya zorlayamazsan, bazen de böyle oluyor. Kale direkleri rakibinin kurtarıcısı oluyor. Bu maçta da böyle oldu...