BU KADAR DA OLMAZ

Nedir bu Trabzonspor'un hakemlerden çektiği... 

Bordo-Mavili ekip adeta hakemler tarafından doğranmaya devam ediliyor. 

Hakemler bir yerden talimat almış gibi maça çıkıp Bordo-Mavili ekibin fişini çekip gidiyorlar. O kadar fazla sayıda hakem kurbanı olduğu maç var ki say say bitmez gerçekten. Trabzonspor'un ligde son iki haftada da büyük hakem hataları ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz. 

Sonuca direkt etki edecek Bordo-Mavili ekip aleyhine büyük hatalar yapıldı. Geçtiğimiz hafta Kasımpaşa maçında top çizgiyi geçiyor Trabzonspor lehine taç verilmesi gerekirken pozisyon devam ettiriliyor. 

Pozisyonun devamı da golle sonuçlanıyor. 

Hadi hakem görmedi VAR nasıl bu pozisyonu görmez. 

Daha bu maçtaki hakem hatalarının şoku atlatılmadan Trabzonspor-Beşiktaş maçında ise daha büyük hakem hatalarına maruz kalıyor. 

Enis Bardhi ceza sahası içerisinde çekilerek yere indiriliyor ancak ne maçın hakemi ne de VAR hakemi oralı olmuyor. Trabzonspor'un net penaltısı adeta görmemezlikten geliniyor. Trabzonspor'un bu maçta net penaltısı verilmediği gibi devamında Beşiktaş'ın ilk gölünden önce Mendy'e bariz faul yapılıyor. 

Ama bu pozisyonda yine es geçiliyor. Hakem triosu sanki bir yerlerden talimat almış gibi Beşiktaş'ı yendirmek için ne gerekiyorsa yaptılar. 

Trabzonspor Beşiktaş maçındaki futboluyla asla yenilgiyi hak etmedi. 

Hakemler maçı resmen Trabzonspor'un elinden alıp Beşiktaş'a verdiler. 

Artık VAR varmış yokmuş hiç önemli değil. 

Göz göre göre yanlı kararlar veriliyor. 

Trabzonspor gibi bir takımın bu kadar hakkı yenmesi nasıl olabilir. 

Bunu hesabını kim verecek. 

Gerçekten bu kadar da olmaz…

EL FRENİ GİBİLER

Eren Elmalı-Mehmet Can Aydın... 

Bu iki futbolcuyu izlerken sinir krizi geçirmemek elde değil. 

Trabzonspor bu futbolculara mı kalmış demekten kendimizi alamıyoruz. 

Çok kötü performans ortaya koyuyorlar. Olumlu diyebileceğimiz hiç bir özellikleri yok. 

Önemli mevkilerde oynuyorlar ama takıma el freni olmaktan başka hiç bir karları olmuyor. Özellikle Mehmet Can Aydın tam bir felaket. 

Bırak Trabzonspor'u Süper Lig'de kesinlikle oynayacak düzeyde değil. 

Bu futbolcunun Trabzonspor’la ne işi olabilir. Trabzonspor deniliyor bu kadar kötü sonuçlar nasıl alabiliyor? Böyle Mehmet Can gibi oyuncularınız varsa alırsınız tabi. Kısacası bu futbolcularla olmaz.

TRANSFERDE HATAYA YER VERİLMEMELİ

Trabzonspor’un mevcut oyuncu kadrosunun yetersizliği malum ortada. 

Bu nedenle sezon sonunda takımda köklü bir değişim olacağı çok net görülüyor. Ancak hata yapma lüksü olmayan Bordo-Mavililerde transferde adeta ince elenip sık dokunmalı. Transfer aceleye getirilmeden iyi araştırma yapılarak takıma yüzde yüz katkı sağlayacağına inanılan oyuncular alınmalı. 

Öyle fiyatı uygun, idare eder gibi düşünceler içerisinde olunup takviye yapılmamalı. Çünkü bu tarz oyuncular alındığında Trabzonspor’un hem maddi hem de prestij olarak çok daha fazla kayba uğradığı gözden kaçırılmamalı. 

Bordo-Mavili ekip her zaman büyük hedefleri olan bir kulüp olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Bu takımda her zaman ayrıcalıklı oyuncular forma giyinmiştir. Trabzonspor’da forma giyecek oyuncular meziyetli isimler olmalı. 

İyi bir kadro oluşturulup bu kadro uzun yıllar muhafaza edilmelidir. 

İşte o zaman Trabzonspor yeniden yeni şampiyonluklar için yol almış olacaktır. Aksi taktirde beklentileri karşılamayacak şekilde yapılacak transferler Bordo-Mavililerin çok daha fazla geriye gitmesi tehlikesi ile karşı karşıya bırakacaktır. Umarız iyi bir transfer politikasıyla birlikte o özlemini duyduğumuz Trabzonspor’u hep birlikte izleme imkanı buluruz. 

FUTBOLCUNUN YERLİSİ VE YABANCISI OLMAZ!

Trabzonlu oyuncuların Bordo-Mavili takıma olan tutkunlarının yüksek seviyede olduğundan bahsedilir. 

Trabzonlu futbolcuların takımlarını şartlar ne olursa olsun yarı yolda bırakmayacakları dile getirilir. Başarı için takımdaki Trabzonlu futbolcu sayısının arttırılması gerektiğine vurgu yapılır. Kısacası yerlinin de yerlisi diyenler çok vardır. 

Ancak baktığımızda Trabzonlu futbolcuların bu bağlılıklarını göremiyoruz. 

Alt yapıdan bir oyuncu çıkıyor. A takıma dahil edilecek dünyalar onun olması gerekir. Gözünü açıp kapatmadan önüne gelen sözleşmeye imza atması beklenir. 

O ne yapıyor bu rakamlara imza atmam diyor ve takımla yollarını ayırıyor

Yıllarca alt yapıda büyük eğitim verilerek bugünlere getirilmiş bir oyuncunun takındığı tavır maalesef bu şekilde oluyor. Hem de bunu yapan bir Trabzonlu futbolcu. 

Son olarak yine bir Trabzonlu isim Abdülkadir Ömür'ün yaptıkları yine ortada. Taraftarın tepkisini bahane ederek ne idmanlara ne de maçlara çıkmıyor. 

Takımını zor gününde yalnız bırakıyor. Sonrasında da Hull City'nin yolunu tutuyor. 

Bir Trabzonlu oyuncuya bu şekilde hareket etmek yakıştı mı acaba? 

Hani Trabzonluluk aşkı hani Trabzonsporluluk ruhu nerede. 

Abdülkadir kendisini bugünlere getiren şehrinin takımından kaçarcasına çekip gitti. Bunu Trabzonlu olmayan bir futbolcu yapsa neler söylenmezdi ki

Şimdi bundan sonra Trabzon'u asla ağzına almamalı. 

Yok, ben Trabzonluyum, Trabzonsporluyum şuyum buyum bunları artık geçecek. Böylelikle yerlinin de yerlisinin ne olduğunu da çok iyi gördük. 

Gerçek şu herkesin menfaatine göre hareket ettiği. 

Bir futbolcunun nereli olduğu önemli değil önemli olan Trabzonspor’a bağlılığının ne kadar olduğu. 

Yerlinin de yerlisi savunucuları bu yaşananları çok iyi görüp tekrar bir değerlendirme yapmalılar.

BARDHİ’NİN FEDAKARLIĞI!

Bir tarafta öz mü öz Trabzonlu, diğer tarafta Kuzey Makedonyalı oyuncu. 

Trabzonlu oyuncu ne yapıyor onu bugünlere getiren maddi ve manevi olarak kendisini çok şey katan Trabzonspor’u adeta yüz üstü bırakıp gidiyor. 

Kuzey Makedonyalı oyuncu Bardhi ise ne yapıyor sürekli eleştirilmesine zaman tribünlerde yuhalanmasına rağmen zor günler geçiren takımını yarı yolda bırakmayarak mücadelesine devam ediyor

Kendisine gelen teklifleri geri çeviriyor.  

Normalde tam tersi olayların gelişmesi beklenir.  

Abdülkadir Ömür ve Enis Bardhi’nin karakterlerini böylelikle çok iyi gördük. 

Bunun yorumunu siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz… 

DİVAN’DA ADAY BOLLUĞU!

Trabzonspor’da 2 Mart’ta yapılacak olan Divan Başkanlığı Kongresi öncesi aday bolluğu yaşanıyor. 

Emin Kahraman, Yusuf Ziya Yılmaz, Mahmut Ören, Yaşar Aşçıoğlu ve Hayrettin Hacısalihoğlu başkanlığa talipli olan isimler. 

Tüm isimlerin de oldukça iddialı olduklarını görmekteyiz.  

Bu 5 aday da camia içerisinde çok yakından tanınmakta. 

Şimdi doğrusu olan kulübe daha çok katkısı olacak bir başkan adayının koltuğa oturması. Oy kullanacak delegelerin de kulübün menfaatlerini gözden geçirerek seçimde tercihlerini yapmalı.  

Şimdiden yeni divan başkanının kim olacağını büyük merakla beklemekteyiz. Arzumuz bu koltuğa oturmayı hak eden bir ismin başkanlığa seçilmesidir.