Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu CHP  kavgalardan fırsat bulup da  bir türlü iktidar olamamıştır..
Çünkü eski tüfekler partinin yakasını bırakmamıştır.
20 yıl sonra 1991 genel seçimleriyle Demirel’in DYP'si  iktidar olacak sayıyı bulamayınca Erdal İnönü’nün SHP’sini iktidar ortağı yapmış, kongre üstüne kongre yapan SHP’de Deniz Baykal birkaç kez genel başkanlığa aday olmuştu..
Kazanamayınca da CHP'yi kurdurup genel başkan olmuştu..
Dönemin Trabzon Belediye Başkanı Atay Aktuğ ve bazı belediye başkanları SHP’den istifa edip CHP’ye geçmişti. 
Erdal İnönü birkaç kez Genel başkanlıktan istifa ederken zorla ikna edilerek geri çevrilmiş, sonunda genel başkanlık ve Türk siyasi hayatına veda ettikten sonra da  ve ebediyete intikal etmişti..
Bugün İstanbul’a son ümit olarak il başkanı atanan Murat Karayalçın genel başkanlığa ve başbakan yardımcılığına getirilmişti..
Ancak Karayalçın'ı kısa bir müddet sonra genel başkanlıktan indirmeye çalışanlar, başarısız olunca SHP ve CHP'nin birleşmesini önermişti..
İktidar ortağı SHP’ye yüklenen CHP genel başkanı Baykal (arkadaşlar o kırmızı plakalı arabalarınıza atlayın, gelin birlikte genel kurul yapalım, hep beraber iktidar ortağı olalım) diye bağırmaya başlamıştı..
Sonra kırmızı plakalı arabayla genel kurula katılan SHP genel başkanı başbakan yardımcısı Karayalçın ve arkadaşları dönüşte taksi tutup evine dönmüştü!..
Başbakan yardımcısı olan CHP genel başkanı Baykal'ın ilk işi Prof. Dr Tansu Çiller’in başbakanlığındaki DYP-CHP hükümetini,  İstanbul emniyet müdürü merhum Necdet Menzir'in bir şehit cenazesinde yaptığı duygusal konuşmayı bahane edip  yıkmıştı..
Ardından dıştan destek vererek kurdurduğu ANAP-DSP-DTP hükümetini Emlak Bank genel müdürü Selim Edes’in yaptığı yolsuzlukları bahane edip yıkmış ve vatandaş da 1999 seçimlerinde CHP'yi TBMM dışında bırakıp, DSP’yi iktidara taşımıştı
Ancak 80'ini aşmış rahmetli  Bülent Ecevit hastanelerden çıkamayınca mı yoksa çıkarılmayınca mı  hala bilinmez, partisi üç parçaya bölünüp dibe vurduktan sonra  kendisi ebediyete intikal etmişti.
Peki yukarısı böyle de aşağısı nasıl?
Al birini vur ötekine..
 Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevinden alınan Volkan Canalioğlu Trabzon Belediye başkanlığına aday adayı  olduğu zaman eski tüfekler hemen karşısına, yıllar önce buradan giden, yaptığı atamalarla yönettiği köy hizmetlerini kapatmayı başaran genel müdür  Hüseyin Alioğlu'nu  dikmişti!
Milletvekili Arz'ın büyük uğraşlarıyla Canalioğlu aday gösterildi, seçildi .
AK Parti'ye karşı belediye başkanlığı seçimini kazanmak hayaldi. Ama hayali gerçekleştirdi. Dönemin başbakanı Erdoğan bile rahmetli annesini ararken 'Anneciğim Trabzon'u kaybettik' diye büyük üzüntü yaşamıştı.
Canalioglu belediyede  muhalefet partisi başkanı olmasına rağmen kim ne derse desin kayda değer son derece önemli hizmetler yaptı.
Ancak bir sonraki  seçimde  2009'da AKP rüzgarına dayanamadı, kaybetti.
Taban il başkanlığına, ardından genel başkan yardımcılığına ve doğal olarak milletvekilliğine taşıdı yetmedi.
En doğal hakkıydı Volkan başkanın..
Teşkilatlar  2014 yerel seçimleri için  Büyükşehir  belediye başkan adayı olmak istemeyince Ankara’ya kadar gidip Genel Başkan'dan  ikna edilmesini istedi. Bu baskılar karşısında Büyükşehir belediye başkan adayı  oldu.
AK Parti rüzgarı karşısında kazanamadı. Kim kazandı ki!..
Eski tüfekler şimdi ön seçimle Canalioğlu’nu aşağıya almaya çalışıyor veya 'Ankara’ya kaydırın' diyor.
PM buna müsaade etmedi, şimdi eski tüfekler Ankara yolunda, ön seçimi bahane edip 'ya biz ya Canalioğlu' diyorlar..
CHP Nasrettin Hoca misali bindiği dalı kesmeye devam ediyor.
Sonra da neden iktidar olamadık diye dert yanıyor..
Bu kafalarla CHP'nin iktidar olma şansı yok be kardeşim yok!
‘Yerel seçimler onsuz olmuyor. Ne olur ikna edin, Trabzon Volkan Abi’yi istiyor' diye  Ankara'nın yollarına düşenler şimdi de 'O olmasın' diye yine Ankara'nın yollarında ikbal arıyor..
Ülke için kader seçimi  diyenler, kaderi kendi ikballerinde arıyorlar.
CHP hikaye be kardeşim!..
Ne diyelim..
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler !