“Savaş bir halk sağlığı sorunuymuş.”
Beyaz yakalı terör payandaları böyle buyurmuş.
Buyurmak denince Friedrich Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdust” kitabı aklıma gelir.
Bu kitap bir felsefe dizisidir.
Kitap şöyle seslenir muhataplara...
“Her türlü çileyi çekebilen ruh böyle sorar. Kibrini zedelemek için düşmek mi gözlerden.”...
TTB denen sivil toplum örgütü tam bir örgüt.
Kibirleri zedelemek için değil Türk milletini zedelemek için akıllarınca inisiyatif almak istemişler.
Terörden yana bir yan tutuş, mayadan değil sütsüzlerden yana bir duruş...
Filistin’de Müslüman bebeler öldürülürken ortada görünmeyen bu zevatlar, şehirlerimize kan ve gözyaşını reva gören zebanilere ‘barış’ istiyorlar.
Terörün azman yürekli cüceleri...
Terörün kayakelerleri...
Bunlar terörün hem evlatları hem de bevliyatları...
Haplanmış cesaretin leşleri...
Zannım o ki bu açıklamayı yapanlar bayağı bir kafa ilacı yazmışlardır kendilerine.
Halk arasında ‘Zanaks’ mı içtin sözünün sahici müdavimleri.
Türk milletinin bütçesinden size verilen her kuruş benden haramdır size.
Gerçi ‘haram’ ‘helal’ kavramları sizin neyinize...
Hizmetiniz ‘büyük şeytan’ beyinize...
Artık ağzınızdan çıkanın kaderine tutsaksınız...
Bu milletten bundan böyle bir kuruşluk nema size verilmemeli.
Kimi destekliyorsanız bütçenizi de o tahkim etsin.
Biz Mehmetçikten yanayız. Bizim adımız Mehmet, Muhammet, Ahmet...
Hepsi de Hz. Muhammed’in isminin komşuları...
Sizin de adınızı biliyorum, bizden olmayan adınızı.
TSK’nın içinden 15 Temmuz’da safralar dökülünce sıhhat buldu ordumuz.
TTB’nin içinden de safralar dökülünce kurtulacak tabibimiz.
Çünkü böyle emrediyor Habibimiz...