Doğrusunu söylemek gerekirse ben maçtan önce Lazio  karşısında  beraberliğe dünden razıydım.
Düşünüyordum ki ,Trabzonspor Limasol ile Legia Warşova’yı nasılsa yener, Lazio’dan da bir puan alırsa  gruptan çıkmayı garantiler.

Nitekim maç berabere bitti ancak sevinmek bir yana, yenilsek bu kadar üzülmezdim..
3-1 öne geçmişsin,
Oyunu 84. dakikaya kadar getirmişsin..

Saatlerce yağmur altında seni destekleyen taraftarın tam  ünlü bir Avrupa takımını yenmenin sevincini yaşayacak, bir dakikada iki gol yiyip buna engel oluyorsun!..
Ha sonuçta hem yenilmezliğini sürdürdün,
Hem de liderliğini..
Ancak bu, elindeki kuşu böylesine ucuz bir şekilde kaçırmanın üzüntüsünü telafi etmiyor ki..

***
Hocamız maçtan önce “Sabırlı oynayıp, gole direk giden  yollar bulmaya çalışacağız” demişti.
Dediklerini de aynen yaptı.

Gerçekten Trabzonspor sabırlı oynadı ve de direk yollar bulup üç güzel gol bıraktı Lazio kalesine..
Ancak bu güzel hocam...
Yüzüp yüzüp kuyruğa gelmişsin..
Ne işi var Aykut’un, hele de Alanzinho’nun  o saatten sonra sahada?
  Giray yanında,hatta ,çabuk ve hava toplarında iyi, ayrıca top kullanma becerisi olan Sol Bamba   yanında..
Son 5 dakika birisini defansın önüne, diğerini arkasına koy maç 3-1 bitsin..

***
Yani Lazio oyuncu değişikliği ile maçı kurtardı..
Trabzonspor oyuncu değişikliği ile aldığı maçı verdi.

***
Bu arada 73. dakikada altı pastan bomboş vaziyette maçı bitirecek golü atamayan  Alanzinho bir daha bu takımın formasını giyerse, hem vallahi, hem de billahi, ben de bir daha Trabzonspor’un maçını televizyondan dahi  izlersem  bana da yuh olsun!