Yaşamak. Bana çok uzak bir kelime, susuyorum gerçeğime, fotoğraflara. Eskimiş, yırtılmış ve solmuş fotoğraflar.

Bir makine sadece, İnsan beyninden üstün olmaya görsün unutturmuyor insana acılarını.

Yakıp atıyorum, sövüp sayıyorum ama hayata bırakıyorum kendimi.

Umutsuzluk düşüyor içime. Bir insan umudunu yitirince yaşayabilir mi hiç?

Nefes almak eşit midir umut’a? Ellerimi kaldırıp gökyüzünde ki yıldızları tutuyorum.

Alıyorum içime saklıyorum tüm gökyüzünü.

Yine de artıyor boşluk.

Dolmuyor yeri, kara bir boşluk gibi. Gözyaşlarım kurudu, ellerim, anılarım kurudu.

Ben kurudum. Fark ettiğim tek şey korkak, bitkin, yaşamın ortasında gidip gelen kimseyim.

Hiç kimseyim. Hayatın mağlubuyum, yorgun, bitkin ve ölüyüm.