Trabzon Türkiye’nin en önemli şehirdir. Geçmişi onurlu olan bu kadim şehrin geleceği de geçmişin izleri ile ebediyen daim olacaktır.
“Ne mutlu Türküm diyene” ile kalbimizde derin izler bırakan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üç kez Trabzon’u şereflendirmesi ve İstanbul’u fetheden, Trabzon’un fethi ile de bu müstesna şehri tekrardan Anadolu’ya dahil eden Fatih Sultan Mehmet’in, daima bir bütün halinde gönlümüzde özel yerleri mevcuttur.
Bu şehir, dünyada büyük ün salmış Kanunî Sultan Süleyman’ın doğduğu ve on altı yaşına kadar eğitimini bu ilde aldığı özellikli bir merkezdir. Tarihi daima şereflerle anılan Trabzon’un yüz elli yıla yaklaşan mazisiyle, Trabzon Lisesi’nden Çanakkale Savaşı’na topyekûn son sınıf öğrencilerini gönderip hiçbirinin geri dönmediği şehirdir bu şehir. Ve bu şehir, mümtaz insan Atatürk’ün vasiyetini yazdığı özellikli bir merkezdir.
Ve bu örneklemelerin şiirlerde de yerini almakta olduğu özel ve özetimizdir. Bu müstesna şehir, Trabzon’un tarihine uygun olması gereken bugünkü konum, maalesef istenilen özelliklere uygun değildir. Trabzon’da kamu hizmetinde görev yapan, sorumlu veya sorumsuz herkesin bu özellikli ilin ruhuna göre hizmet vermesi gerekmektedir.
Valisi ve Belediye Başkanlarıyla, STK temsilcileri ve tüm birimleriyle çok farkındalık içerisinde tarihini de vicdanı vücut edip çalışmaları lazımdır. Tüm ön yargılardan uzak, temiz ruh ve mantık dahilinde tüm tarihî eserlerin titizlikle onarımları yapılarak. Evet, her zaman içimiz buruk tekrarladığımız, kamu adına hizmette bulunanların vicdanları ile baş başa bıraktığımız Trabzon’un tarihi eserleri yavaş yavaş tarihin derin dehlizlerine doğru yol alıyor.
Hiçbir zaman çıkma ihtimali olmayan bu derin uçuruma itilen, terk edilen milli varlığımız, ecdatlarımızın emanetlerini yok etmek için Trabzon’da zamana yayılan bir (sinsice) çalışma var, sonuç itibariyle, yabancı eserlerin çok özellikli onarım, tamirat, yer kazandırma çalışmaları ile gün oluşturan Trabzon’un çok yakın gelecekteki halini yaşayıp görecekler. Bu ilde görev yapan herkesi, atalarının vebali ile ebediyen sorgulayacaklar.
Sonuç itibariyle bu kadim şehir için çok acil “Trabzon’u kurtarma kurulu” oluşturulmalı ve her türlü icraat için tam yetki verilerek kalan eserlerin gün yüzüne çıkartılmasına önayak olunmalıdır.