BİZİM DENİZ VE FELSEFE NEDEN YAŞAMALI!

Bugünlerde asık suratlı şehrin kuytularında gezinip eşelenirken bir felsefeci keşfettim. Adı Anne Dufourmantelle... Zaman denizinde yüzüp, sonsuzluk denizinden bizlere el sallayan ve kendini o denizin kollarına bırakmış bir kadın. Çünkü Anne Dufourmantelle genç sayılabilecek bir yaşta dünyamızdan ayrılmış Bir Fransız. psikanalist ve filozof Anne Dufourmantelle’i önce keşfettim ve sonra kaybettim. Anne Dufourmantelle,  “Riske Övgü” adlı kitabıyla tanıdım. Duffourmantelle' i bana tanıştıran kişi yine bir Fransız filozof ve psikanalist olan Hélène L'Heuillet okuması yaparken rastladığım bir epigraf oldu.

Anne Dufourmantelle, “Riske Övgü" kitabını yazdıktan bir süre sonra, 2017 yazında,

St. Tropez yakınlarındaki Pampelonne Plajı’nda denize girdiğinde akıntıya kapılmış boğulmak üzere olan bir arkadaşının çocuğunun denizde boğulmasına engel olmaya çalışırken kalbinin durmasıyla hayatını kaybetti.

Yazdıklarıyla, yaşamını ve düşünce dünyasını olumlayan filozoflardan birisi. Ölmeden önce Fransız Liberation’a röportaj veren Anne Dufourmantelle, "mutlak güvenlik hissinin bir yanılsamadan ibaret olduğunu dile getirmiş, yaşamda kalmak için geçek bir tehdit söz konusu olduğunda onunla yüzleşmesi gerektiğini anlatmıştı "

Onun  için risk, sadece dışarıdan gelen bir tehdit demek değil de hayatın çekirdeğindeki gizli niteliği barındırıyordu. Yaşamı yumuşaklık ve onun barındırdığı risk olarak görür "Yumuşaklığın Gücü" kitabında şöyle der, “Yumuşaklık bir muamma… Karşılamak ile vermekten müteşekkil bir ikili harekete eklenmiş, ölümle doğumun imzaladığı geçişlerin eşiğinde beliriyor. Kendi yoğunluk derecelerini taşıdığı, sembolik bir kuvvet olduğu ve şeyler ile varlıklar üzerinde dönüştürücü bir kabiliyeti bulunduğu için de bir güç. Bir kişi, bir taş, bir düşünce, bir jest, bir renk yumuşaklık gösterebilir. Böylesi bir eşsizliğe nasıl yaklaşabiliriz? Yumuşaklık onu kavramak üzere yaklaşanlar için bir risk teşkil eder. Birçok yönden vahşi bir hayvanın baş eğmeyen asaletini taşımaktadır. Başka birkaç nadir tür için daha aynısı söylenebilir sanki: Masumiyet, cesaret, hayret ve kırılganlık; bunlar da büyük düşünce tarihinin kontrol ettiği kavramların kıyısındadırlar ve felsefe tarafından kaygılı gözlerle izlenirler.”

'Riske Övgü" kitabında, "Gerçek yaşam risk almaktır.' diyen yazarın klinik tecrübelerinden, kişisel deneyimlerinden faydalandığı, terörizmden çocukluğa, devrimden sokağa, yalnızlıktan aşka, sanatsal yaratıcıktan travmalara, iyi bir roman okumaktan geçmişi eşelemeye birçok başlık altında topladığı denemelerinden oluşuyor.  Yazarın “Power of Gentleness: Meditation on the Risk of Living” - “İyiliğin/İnceliğin Gücü” adında bir kitabı var.  İyiliğin, inceliğin etkin bir edilgenlik, aktif bir pasiflik olduğunu söylüyor yazar. Zorlu çetin koşullara ve ortamlara karşın yumuşak, iyi, incelikli, çağrılara açık olmayı, her şartta düşmanca olmamayı ve beraberinde gelen riskleri anlatıyor - Gandhi’den, Tosltoy’un “Efendi ve Uşağı” öyküsünden, Melville’in “Billy Budd” öyküsünden ve daha nelerden yola çıkıp nerelere gidiyor. Psikanalizden edebiyata, felsefeye, siyasete, etik felsefesine uzanan olağanüstü güzel ve duyarlı metinler. Yazarın bir de Derrida’la birlikte yazdığı Metis Yayınları tarafından yayınlanan bir kitabı daha var: “Konukseverlik Üzerine”. Antonio Negri, Risk kitabı için, “Duffourmantelle hayatın risk olgusuyla nasıl evrenselleştiğini, bunun bilincine varmanın nasıl  insanlar arası kardeşlik duygusunu uyandırdığını” söylemiş.

Onu dilimize yeni kazandırılan "Yumuşaklığın Gücü" kitabından epigrafları ile analım. Ve felsefe neden bize gerekli diye bir soralım...

Yumuşaklık asla tam olarak geri dönemeyeceğimiz biçimde şaşırtan gizli bir astar, kendi sırrını içeren bir mekanda hayalin gerçekle birleştiği yerdir.

Yaşamak, aynı zamanda bir yanılsama olan bu kayıp tutkusundan çekilip alınmış bir zaferdir.

Yaşama veda edişte yumuşaklık vardır; 'kopuşta, tamamen kopma yanılsamasında', terk edişte, yasta, bırakmada.”

Yumuşaklığın Gücü | Anne Dufourmantelle